Önceden kestirebilirsin ,
Neyin neyden dolayı ne olacağını .
Mesela güneşin etrafımı turlayıpta daimi olarak doğacağını .
Olacağı varsa olur zaten , istemesende görebilirsin .

Tabi , tabiat gereği bu bir döngü yani bitmeyen bir örgü .
İlmeklerini doğru atarsan mükafat o denli iyi .
Birde şeytan densizini alt ettin mi ?
Takdirine misafir şayanı al o zaman , ne büyük bir övgü .

İki düzine saat kulübü aslında en büyük katil , örneği kelebeğin ölümü .
Gün dönümü kutlarım , vacip katlimin şerefi şen mi şen bir gösteri .
Özlerim hergün yeniden doğacağım birbirine ayna tutan günleri .
Lakin yine ölmeli , sadece ben . Ne sen , ne o ne de öbürü .

Gün , ömrüm , yani iki düzine saat kulübüm ve azrail güneş .
Çul çaput canımı götürecek en ücra karanlığa .
Kararım var ! Bir daha doğmayacağım aydınlığa .
Zaten gece ve gündüzden olamazdı iyi bir eş .

Şimdi insanlığa lanet okuma vakti ,
Buruşturup attığınız onca iki düzine saat kulübü yadigarları .
Ne yazları ne kışları , kokusu bendeydi sevincin baharları .
Lanet , hitabetin sonuna kadar lanet . Şimdi alev alıp yanma vakti .

Takdim edeyim , bendeniz yırtılmayı bekleyen takvim .
Takvimlerin her yaprağına . . . Hoşgeldin ilkbaharına !

Ebubekir Ocak T.K.