0
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
311
Okunma

görmedim değil
yanağından düşen katreleri .
hatta çok kez izledim
taşan suyun neleri götürdüğünü .
fakat bu defa başka.
bir diaspora ,
birikiyor ökçesinde yurdumun .
karıncalar, çakıl taşları
ve yosun ve tuz .
genzimde ince bir sızı
visalin gölgesinde pusmuşuz .
budanacak bir selvi kovuğundan
yetişiyor göğün feneri gördün mü ?
kıvranıyor esna vaktinde ulu pınar .
yoksa bu vadiye küskün mü ?
şiltesini söküyoruz artık sabahın
kalkın , kalkın ey kuş ordusu !
bize gerek makas ve sis
ve biraz da insan tortusu .
bu vadi , bu ağaçlar ve yığıntı ,
devrilesi cüssemin üstünedir yıkıntı .
bu bir felaket diyor bak dağlar .
görmüyor musun ?
sabahları yırtmakla aslında
akşamları örmüyor musun ?
söyle ey yağacak olan !
vaktin nedir ?
dokunaklı şeylerin içre
damlayan bir mısraa gibi
daraltıyor ruhumu bu nehir .
sen .
sen ki ,
gül mevsiminde bir fırtına ,
anneme topladığım çiçek .
ve avcumda yükselen o tıpırtı
hiçbir zaman dinmeyecek .
kavuşamayan iki kutbun mevsiminde ,
vedalar hep soğuktur .
m nha if
ü r
5.0
100% (6)