98
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3912
Okunma

Bu yazım……hiçbir çıkar beklemeden bu aziz vatanı karşılıksız sevenlere adanmıştır.
TUTARIK
“Size bahsettiğim asker bu komutanım!”
“Bin dokuz yüz altmış dokuza üç, Hasan oğlu Rıza Bitlis, emret komutanım!”
“Oğlum geçmiş olsun, sen hastaymışsın”
“ Sağ ol komutanım; hasta değilim.”
“Evladım bak, Tacettin Komutanın öyle diyor. Arada bir bayılıyormuşsun.”
“Çok az oluyor; ama şimdi çok iyiyim.”
“Oğlum seni hastaneye göndereceğim. Güzelce bir muayene ol, sonra sağlık kuruluna çıkacaksın. Oradaki verilecek karara göre hareket ederiz. Askere gelirken seni muayene etmediler mi?’’
“Ettiler komutanım; sağlamım.”
“Ağlamadan konuş oğlum! Bu hastalık sende önceden var mıydı?’’
“Bu hastalık değil komutanım; arada bir oluyor. Soğan kokusu iyi geliyor. Ben hasta değilim komutanım”
“Allah, Allah nedir bu Tacettin?”
“Komutanım günlerdir konuşuyorum. Hasta değilim diyor. Bu sıralar bayılmaları arttı. Geçen hastaneye gönderdim. Muayene olmadan gelmiş. Ben de durumu size arz ettim.”
“Oğlum neden muayene olmuyorsun, niçin hastalığı kabul etmiyorsun, bu fırsatı neden reddediyorsun? Şaşırdım kaldım…”
“Komutanım ben hasta değilim.”
“Öyleyse niye bayılıyorsun?”
“Ben bayıldığımı bilmiyorum ki, komutanım; bilsem bayılır mıyım?”
“Bak oğlum hastaneye git; sana kesin rapor verirler. Elverişli değilsen, çürüğe ayrılır, askerlik ten de kurtulursun”
“Ben askerlik yapmaya geldim komutanım!”
“Ama hastasın evladım.”
“Komutanım bakın ben çok iyiyim. Her verilen emri, elimden geldiğince eksiksiz yapıyorum.”
“Komutanım görevden yana hiç kusuru yok; ben memnunum. Çok çalışkan biri; fakat iyileşmesini istiyorum.”
“Dedim ya komutanım; ben askerlik yapmak istiyorum!”
“Oğlum bu işin şakası olur mu? Neden bu kadar ısrar ediyorsun? Bak bizler sorumlu duruma düşeriz.”
“Komutanım ağabeyim de, küçük kız kardeşim de, bende de aynı dert var. Tutarık diyorlar. Bu dert bizi yedi bitirdi. Gitmediğimiz doktor, gitmediğimiz hastane, gezmediğimiz hoca, tekke kalmadı. Her türlü ilaç, muska fayda etmedi. Ağabeyim askerden bu dert yüzünden erken geldi. Tezkeresinde askerliğe elverişli değil yazıyor. Çürüğe çıkarmışlar. Şimdi onunla köyde kimse konuşmuyor. Lafı sözü dinlenmiyor. Adam yerine koyan yok. Kız bile vermiyorlar. Yaşayan bir ölü, dünyaya geldiğine bin pişman, bana dedi ki;
‘’sana da bunu yaparlarsa, benim gibi olursun, kabul etme! Baktın gücün yetmiyor, sakın köye gelme! Kendini öldür daha iyi.’’
‘’Ben de ağabeyim gibi olmak istemiyorum. Ne görev olursa başım üstünedir. Yediğim ekmek, içtiğim su fazla ise, yemem de, içmem de, bir kenarda yatar kalkarım. Nöbetlerimi hep tutarım. Kimseye ayak bağı olmam.Onun gibi askerliği yapmadan gidersem, ailem bu yükü kaldıramaz! Beni görmezden gelin Komutanım!”
“Tamam ağlama yeter. Beni de Tacettin’i de ağlatıyorsun. Allah , Allah, Tacettin çabuk bunu götür! Ne yaparsan yap! Askerliği bitene kadar idare et! Terhis tarihi gelince, bir gün önceden haberim olsun. Tezkeresini törenle ben vereceğim! Kapıda benimle görüşmek isteyen birileri varsa komutan müsait değil de”
“Emredersiniz komutanım! Rıza’yı revir sorumlusu yapıp, devamlı doktor kontrolünde tutacağım.”
“Çok iyi olur. Şu çelişkiye bak; birileri sağlam olduğu halde çürük raporu alıp askerlikten kaçıyor, diğerleri hasta olduğu halde, askerlik yapmak istiyor.”
“Evet komutanım. Bu güzel memlekette onlardan da çok var… Bunlardan da…”
NOT: Tutarık: epilepsi, sara ….hastalığının bazı yörelerdeki ismidir
TACETTİN YILDIRIM