Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Hamiyet Su Kopartan
Hamiyet Su Kopartan

KÜÇÜMSEDİĞİN YAPRAKTAKİ GURURA BAK

Yorum

KÜÇÜMSEDİĞİN YAPRAKTAKİ GURURA BAK

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

380

Okunma

KÜÇÜMSEDİĞİN YAPRAKTAKİ GURURA BAK

KÜÇÜMSEDİĞİN YAPRAKTAKİ GURURA BAK
Güz. Sonbahar. Kim dediyse “sarı sonbahar” demiş. Biri çıkmış, “hazan” demiş bir de. Öbürü de çıkmış hazana kafiye olsun diye “hüzün” demiş.

İnsanları anlamak kolay değil, hatta çok zor. Üzüldüğünde, kırıldığında, hastalandığında, zayıfladığında al yanakları solunca birbirlerine “Sarardın.” diyorlar ya bizim yeşil rengimiz kızıla dönünce utandığımızı sanıyor, sararınca da hüzünlendiğimizi düşünüyorlar. Biri bir anlam yüklemiş sonbahara, hepsi de inanmış, kimse sorgulamamış doğru mu, değil mi diye.
Yükseklerden bakınca daha geniş görülür manzara. Manzarayı seyretmek için de vakit bol nasıl olsa.

Bakıyorum da insanlarda hep bir yükseğe tırmanma isteği, yükseldikçe tutunacak dal arayışı, yükselince tepeden bakma merakı var. Hep övgüyle bahsettikleri “hiçlik” makamına yükselmek isteyenlerin yükselmek için alçalması ne garip.

Biz yukarılarda yaşarız. Biz, sımsıkı tutunduğumuz ağacımıza hayat ağacımız gözüyle bakarız. Bağlandığımız dalları damarlarımızda hissederiz. Güneşin en çok yaktığı mevsimde ağacımıza yanmasın diye gölgelik oluruz. Rüzgâr sert estiğinde ağacımızın sarsılmasını engelleyen koruması oluruz. Yağmur yağdığında ıslanmasın diye şemsiyesi oluruz. Biz sadece köklü ağacımızın güçlü dallarında kendimizi güvende hissetmek isteriz.

Tutunmak için gösterdiğimiz çabadan ellerimiz uyuşur. Ağaçtan beklediğimiz ilgiyi, sevgiyi, sadakati bulamadığımızda sevgi bağından kalbimiz kırılır. Biz bıkarız damarımıza basılmasından, biz bıkarız beklemekten, biz bıkarız kırılmaktan, biz bıkarız tüm çabaların değmeyeceğini bilmekten ve biz bırakırız dalı. Eğer sonbaharda ağaçtan düşen yaprak görürseniz bakın, iyi bakın, gerçekten düşüyor mu, kuşlar gibi havalarda uçuyor mu?

Ünsüz; ama çok sesli bir şairin dediği gibi:
“Sonbahar ya,
Kim bilir, kime sonbahar,
Kime son bahar?”

İnsanlar birbirlerinin damarına basmayı sevdiklerinden, bizim de damarımıza basınca, belki de damarlarına basılınca sonbaharı hissediyorlar. Bizi yüksekte görmeye alışan insanlar sanıyor ki biz düştük. İnsanlar kendi gözden gönülden düşme korkularını bizimle hatırlıyorlar. Ayaklarıyla bizi ezerek kendi ezilmişliklerini gizliyorlar. Yerdeki yaprakları görünce unutmak istedikleri hatıralar canlanıyor gözlerinde. Sonra da sonbaharı suçluyorlar.
İnsanlar hep yerdeki yapraklara üzülerek bakar da yine de kendilerini bizimle özdeşleştirmekten vazgeçmezler. Çam ağacı yaz kış yaprağıyla durmasına rağmen, kimse kendini çam ağacına benzetmez; çünkü çamın yaprakları sert ve sivridir. Kimse bastırılmış duygularını açığa çıkarmak istemese de yine de çam yaprağına benzemek, benzetilmektense; herkes süzüle süzüle uçmayı, düşmekse bu düşmeyi tercih eder.

Eğer bu düşmekse, şunu da bil ki gülüm “Altın yire düşmeyinen pul olmaz.” İllaki değişir, dönüşür, dinlenir, demlenir. İllaki her dem demlenir.

Sonbahar; “Seneye de giyer.” diyerek alınan, eskimeden öylece kalan ayakkabılardır. Sonbahar, zayıfladığı veya kilo aldığı için eskimeden gardıropta bekleyen kıyafetlerdir. Sonbahar, hiç kullanılmadığı halde eskimeden ikinci ele düşen eşyalardır. Sonbahar, sahibi ölünce eskimeden yıkılan evlerdir. Sonbahar, takvimden koparılan eskimeden geçen yıllardır.

Asıl sonbahar daha kızarmayı öğrenemeden, sararmayı bilmeden; eskimeden kopan, koparılan tazecik yapraklardır.
Hamiyet Su Kopartan
22.11.22

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Küçümsediğin yapraktaki gurura bak Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Küçümsediğin yapraktaki gurura bak yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KÜÇÜMSEDİĞİN YAPRAKTAKİ GURURA BAK yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL