30
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
2453
Okunma


Beldemizde haftada bir gün kurulan pazara elimdeki listeyle dalıyorum.
Hava çok ağır.
Yürürken sıcaklık daha da artıyor. Yılın en kalabalık günlerinden biri. Pazarda satıcıların gelişi güzel bağrışmalarına istemesem de kulak kabartıyorum.
“İyi mal iyi para” karşılığı hazır.
“Hıyara bak hıyar!!!!”
“İki kilo üç lira, dört kilosu beş lira.”
“ Bardacık değil bunlar tam organik viagra.”
Ellerindeki poşetlerle çömelen alıcılar her türlü meyve ve sebzeyi titizlikle seçiyorlar.
Satıcı tartıyor. Aldığı paranın üstünü verirken durmadan bağırıyor.
“Koş abi koş, koş abla koş!!!”
Poşetlere doldurulan malları alanlar satıcıya aldıklarını tekrarlıyorlar:
Dört kilo domates, iki kilo biber, bir kilo kabak, bir buçuk kilo fasulye, şeftali, erik, patlıcan deyip elli lirayı satıcıya uzatıyor. Önlüğünün cebinden tomarla çıkardığı paralarla,
Aldığı elli lirayı yüz lira vermiş gibi paranın üstünü alıcıya uzatıyor.
Sağa sola ürkek bakışlarla parayı alan kişi yanlışlığın farkında ama hiçbir şey söylemeden cebine sokup, poşetleriyle hızla uzaklaşıyor.
Sıkıntılıyım. Sıcaktan bunaltım daha da artıyor.
“ O, sana elli lira verdi."
“ Sen yüz liranın üstünü ödedin”
Satıcı şaşkın koşarak adamı buluyor.
İnsan azmanıyla yanımdalar.
“Sen mi dedin ulan”
“Evet, adım gibi biliyorum sen elli lira verdin”
Sözüm tamamlanmadan yaba gibi elleri boğazımda.
Nefes almada zorlanıyorum.
Etraftan koşuşmalar zorla beni ayırdılar.
Sesim titriyor azmanı hayal meyal görüyorum.
Yere oturdum. Ellerime soğuk su döküp yüzümü yıkadılar. Utançla korku karışımı içindeyim.
Eğer bana bir yumruk vursaydı, ya yoğun bakımda ya da ceset torbası içinde morgdaydım.
Moralim bozuk hiçbir şey almadan dönüyorum.
Evimin önüne park etmiş olduğum arabam gözüme ilişiyor.
Sağ arka taraf göçük.
Kırılan stop lambalarının parçaları yerlerde.
Belli ki biri vurmuş.
Çok kısa aralıklarla yaşadığım tatsız iki olay haklı olan isyanımı perçinleştiriyor.
Çaresizliğim tavan.
“ Bu ne ya hiç gören olmadı mı? Diye etrafımı kolaçan ederken cam sileceklerine takılmış kağıt parçasını acele alıp okuyorum.
“ Kusura bakma kardeş, banyoda düşen eşimi acele hastaneye götürürken istemeden arabana çarptım.
Telefonum yazılı en kısa zamanda sizi ziyaret edeceğim.
Rahat olun arabanızın tüm masraflarını karşılayacağım.”
Dilim lal sadece yutkunuyorum...