Aksakal
10.11.2018 13:05:18O'nu anlamak bir ufuk meselesi olduğu kadar; mâziden gelen menfaatlerden arınmış olmak, zâdegânlardan olmamak, vatanını can verecek ölçüde seviyor olmak, kula kul olma zihniyeti alışkanlığının dışında yaşıyor olmak, yobaz-dinci olmamak, ağalık hegemonyasının dışında bulunmak, Türklük ve hürriyet aşkını ruhunda hissetmek, esaretin kölesi haline gelmemek, bu vatanın kendisinin olduğunun farkında olmak vs.duyguları içine sindirmiş olmakla kaimdir.Rahmetli Atatürk'ün ve silah arkadaşlarının dış düşmanla mücadeleden önceki büyüklükleri, yüzyılların öz vasıflarını tükettiği bu zhniyetlerle mücadele azmi ve onları yenmedeki başarılarılarıdır.Bu başarı, onların Anadolu'ya geçmeleriyle başlar ve Anadolu insanını aklın almadığı, ancak mucizelere sığabilecek kısalıkta bir zaman ölçeğinde teşkilatlandırmasıyla tahakkuk eder.Zira yukarıda bir kısmını saydığım zihniyet İstanbul ve civarında kalmış, saf ve temiz Anadolu'm Atatürk'ü çok kısa bir zamanda anlayarak, vatanı kurtaracak duruma getirilmiştir.Maalesef halen de öyledir. İstanbul'un zadegân soyundan gelme bulaşıkları ve onların yıkadıkları hastalıklı beyinler Atatürk'ü sevmemekte ısrar ederler, ama Anadolu insanında O'nu sevmeyene rastlayamazsınız.Muhterem Halil Beyefendi; güzel şiirinizin konusuyla ilgili (burada olabildiğince) kanaatlerimi de ifadeye çalıştım.ATATÜRK'ü sevmek bir vatan borcudur, can borcudur, kan borcudur. Bunu idrakin dışında yaşıyor olmak da ne kadar acıdır ve vatana ihanetle eş değerdedir. O'na minnet ve şükran borcumuzu ödeyemeyiz ancak O'nu Fatiha'larımızla donatırsak hem vatandaşlık, hem de dini görevlerimizden birini daha yapmış oluruz kanaatimi ifade ile tebriklerimle gözlerinizden öpüyorum...(Aksakal)