akla zarar , yüreğe sakıncalı
..
boşver
çoktan suyunu çekmiş yüzyıllık
aşklar
geriye kurumuş gündelik
sevda artıkları kalmış
nasılım diye eziyet etme
gecenin sesine uzattığın ruhuna,
uyut mesela
masadan kapıya giden
bir kaç metrelik yalnızlıkta
olur ya
pencerene demirler
uzaktan koşarak gelen sesimin adımları
uyma sen onlara,
duvarların tasvirinde
yeni yaşam bir düş kur
nasılda temmuza özeniyor
şubatın günlüğüne yazılan sıcak cümleler,
hala
yağmurun gölgesine
gülümseyerek bir merhaba takmışlığım yok,
aslında istediğim, senin dudaklarında
nemli bir kent hikayesi okumak,
ardından saçlarından kopardığım
şiirlere binip kaybolmak
zamanda
şimdi
keşfedilmemiş bir
dünyayımdır,
içinde milyarlarca sen barınmaktadır,
açmıştır adı olmayan bir
çiçek ve gözlerinin rengiyle büyümektedir
boşver
açıklanması imkansız
denklemleri, şifreleri, geometrik sesleri,
bir çocuğun alnında
yuva kurmuş güvercinlerle çöz hayatın bilgeliğini
alırsın eline bir kitabı
başladığı yerden girersin öykünün acılarına,
mola verdiğin yerlerde
altını çizdiğin sözcükleri içersin demli ve taze,
devam edersin cümle, cümle
mana akan hayatların dramatik yer çekimleriyle,
sonra biter yazılanlar
çıkarsın son sayfanın kapısından, kaparsın gözlerini
rüyalar,
renksiz fragmanlar halinde
acıtır, korkutur, sevindirir, ağlatır,
sen, alel acele geçen bir
aşkın
kolundan tutup sor beni bilinmezliğine
a dan k ye anlatacakları
topu, topu,
üç harfli uzun bir sensizlik kabusudur
sadece rakamlara bölünmüş
bir
zaman çizelgesi değildir, takvimlerin elleri,
geçmişi barındırır
koptuğu yerin o çok kanayan yaralarında,
bugünü sunar
olan ve olacakların beklenmedik yaşam yansımalarına,
yarındır
umutla, düşle, kederle bağlandığın
tahribatı belirsiz beklentilere
sen içinden bir tarihin uçurtma ipini tut,
bakarsın üzerine
gökkuşağı resimli hayaller çizer Tanrı,
mavilere saklanmış
kuşların kanatlarında gelir ulaşamadıkların,
yeşiller
dalgakıran kirpiklerinde toplanır, deniz, deniz çarpar,
sarılar
güneşten koparak
tutunur saçının kentindeki caddelerine,
olasıdır
kırmızı bir şafağın
açıklanamaz yerinden gelirim üstüm başım sen
sakın ürkütme tozlanmış
sevdayı,
sakın uyandırma basireti bağlı
aşkı
oracıkta bak
paslanmış yalnızlığımın sensizliğine
ve lal bir
zaman şarkısıyla söyle
varlığının tarifsiz tanımını..!
/ anlatılır gibi değildir bitişler
anlattıkça bölünürsün ayrılıklara /