7
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
1170
Okunma
yaralarımı döşüyorum
dönmenin muhtemel olduğu tüm yollara
ellerimde gözlerinin tarifsiz kal/ma deyişi
ellerim müstemleke çocuklarının
adını bilmediği meyve ağaçlarının dikenlerinde
kimi sevsen biraz ben ölüyorum aslında...
Allah istediği yere yağdırır elbet vehametini
yerde ne kadar silik renk varsa Allahı anımsatıyor göğe
ve her gece ürpertisinde
boşluğun işkencesinde
yıldız fallarında
çocuk yalanlarında
ve en üryan soluksuzluklarda
kimi sevsen biraz ben ölüyorum aslımda...
bulvarlar dolusu beton kusuyorum
çivilerim sökülüyor çıkmazlarda
zaman fecaatle hazin bir sayıklama
hezeyandır zaman kara/bas(an)ma/larda.
dokunuyorsun ellerin kopuyor dizkapaklarından
beyninden ruhuna akıyor
tavan aralarının Allahı anımsatan izbe kokuları
Allah kokmaz diyorum
çocuklaşıyorsun
gözlerini ve memelerini asacak yer bulamıyorsun
ellerin ne kadar da ellerimin dokunamayan yanı
ve fakat birden izdiham!
kanımı döküyorum içinden dağ geçen kitaplara
imzama kan sürüyorum
bir içe kapaklanoyorsun sonra
ve gürültüyle susuyorsun...
çabuk git!
kuşların karda bıraktıkları
bir seherlik ayak izlerine as
ömrümün geri kalanını.
zaten kuşlar çabuk ölür ki...
kandır beni; koynuna sakladığın
ve üzerinde çoktan ölmüş kuşların ayak izleri olan kar yığınlarıyla.
kır göğsümü sızı saklayan en sert kemiğinden.
çünkü kimi sevsem sana öykünüyor
kimi sevsem biraz
gözlerimde gittiğin rüzgar kalıyor...
5.0
100% (19)