1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1566
Okunma

"ÇİRKİN AYNALAR"
Sen,
misli geçmiş zamanın yaralarla bezenmiş çınar kovuğu
o çelimsiz gövdenle nice ayazlar gördün
kırılmadı aşkla göğe uzanan budakların
dik dur
kendinle gurur duy
övün
öznen bu senin
özün bu
ne hapsedildin bir kafese
ne akvaryumda balık
aşiyanı oldun kırık kanatlı kuşların
ummanısın peygamberi koruyan yunusların
yorgun düşleri zamanın
gölgende huzuru buldu
dalına tutunarak sallanan duyguların
kimisi mangalda yakarak yüreğini
kimi kırk yıllık hatırla yudumladı ikramlarını
kesretin gözdesi olsa da yeniler
antikanın değerini iyi bilirim
sızdırmam yüreğine namahremleri
çaldırmam içinden benli düşleri
gözlerinden sızan huzmeler
varsın içimi kanatsın
sevi sözleri kursağıma takılı kalsın
bu gece de uyumadım
her düşte olduğu gibi hayallerin nöbetçisiydim
hatırladım da
koyaktan geçen kervanlar
tekrar buluşmak umuduyla
durup dinlenerek vedalaştılar
ben
seversen her acıya katlanırsın diyemedim
dönüp te aynalara her baktığımda
dilimi kanattı cam/n kırıkları
seni gizlerde gördüğümü kimselere söyleyemedim
sevdiğine vedalar ne zormuş meğer
şiirde hecelerin ayrılışı gibi
farklı uyaklarla ayrıyız şimdi
oysa
taramak isterdim saçlarını annen gibi
okşamak
öpüp
koklamak isterdim sevgili gibi
bir baba gibi dizimi yastık
omuzum ağlama duvarı
ben buradayım
ne zaman ki acır canın
ne zaman ahrazlar kırar dalını hatırla beni
kapılmadan yüzsüz rüzgârlara
sen sevdiğim
sen kadınım
gizinde bekleme “çirkin aynaların”
senin için ben
dün de buradaydım
bu gün de buradayım
Efkan ÖTGÜN
5.0
100% (6)