2
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
89
Okunma

“O” YAŞARKEN
Ona,
yaşarken çiçekler götürürdüm.
Hem tek kuruş ta para ödemezdim çiçeklere.
O,
bir eliyle çiçekleri alır,
diğer eliyle sıkıca diğer elimi kavrardı.
Her seferinde öyle samimi,
öyle içten koklardı ki götürdüğüm çiçekleri,
ben bile şaşırır kalırdım!
Kendi kendime,
bunlar benim topladığım kır çiçekleriyse kokmaz derdim.
Acaba neden bu kadar içine çekercesine kokluyor çiçekleri. diye merak ederdim?
Çok sonra anladım;
eşimin kokladığı şeyin çiçekler olmadığını.
Onun aslında kokladığı ben mişim.
Benim kokumu hissediyor,
benim kokumu içine çekiyormuş.
Yani eşim öldükten sonra anladım sevgiliye içtenlikle verilen çiçeklerin,
kokmuyor olsalsr bile koktuğunu.
Çok güzel kokuyormuşçasına kokladığında da çiçekleri değil sevdiği adamı kokladığını.
Çünkü ben doğaldım!
Her ne olursa olsun,
sevdiğinize verdiğiniz,
şeyler doğal değilse,
ne estetiği
ne sıcaklığı
ne samimiyeti
ne de içtenliği olur!
Çicek verecek birileri olmasa da,
şimdi yine kır çiçekleri topluyorum.
Bir elimde kokusuz ve anlamsız çiçekler.
Diğer elimse,
hep boş.
Boş olan elim de kavranmıyor artık.
Yoksa koku alma duyumu mu yitirdim?
Efkan ÖTGÜN
5.0
100% (1)