Artık birbirini hissetmeyen iki ayrı ruh gibiyiz, sevgili. Oysa bir zamanlar, “sen” ya da “ben” demeyi ar bilir, biz diyerek bütünlerdik birbirimizi.
Şimdi susarak, ayrılık acısının vebalini ruhumuza yüklüyoruz.
Bir zamanlar birbirine dokunan sıcacık yürekken, ne olduysa oldu; fark edemediğimiz bir gedik açıldı içimizde. Kim daha çok incindi, kim daha çok sevdi, kim haklı, kim haksız derken, aynı sofraya oturmayı bile zul saydık yüreklerimize.
Sen “haklı çıkmayı”, ben ise “duyulmayı” istedim. Söylemlerimiz kılıç gibi keskin, bakışlarımız kurşun gibi yaralar açtı ruhumuzda. Küçücük bir kibir, koca bir uçurum yarattı aramızda. Derinleştikçe derinleşti suskunluğumuz ve giderek birbirimize yabancılaştık.
Nihayet, seviyor olmanın en ağır biçimiyle sınandık. Şimdi sen kendi yalnızlığınla avunuyorsun, ben kendi yalnızlığımla.
Kim bilir, belki sen “kazandım” diye teselli buluyorsun. Oysa ben, ikimizin de bedel ödediği bir yenilgidir diyorum.
Yazık… “Biz” diye içimizde büyüttüğümüz sen ve beni, yavaş yavaş ölüme mahkûm ediyoruz. Eminim tarihe not düşülecek; Bir zamanlar birbirini çok seven iki âşık, birbirine üstünlük taslarken kaybetti.
Efkan ÖTGÜN
Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İlk defa bu sabah Tebessümle uyandım Heyecanla fırladım evden
Sıcak dumanı tüterdi üzerinde Susam kokusunu Uzaklardan duyardın Bazen tezgahı açık bırakır İsteyen istediği gibi alır Parasını bırakır giderdi.
Bir çok evrelerden geçmiş Feodal yapının içinde Yerini simitçi olarak almıştı .
Bana hep -günaydın yurttaş" derdi -Günaydın,baba Bana iki! simit sararmısın? Yüzüme baktı,şaşırdı, Tebessüm etti,anlamıştı
Yıllar olmuştu her sabah tek simit alır Tezgahının altından Yeni demlediği çaydan ikram eder İçer giderdim!
Yüzümdeki derin çizgilere tebessüm dolmuştu Yeşil parkam da yoktu En son girdiğimiz kavgada yırtılmış, Yere düşen " Hürriyet’ti" adı Arkadaşımın üzerine örtmüştüm .
O gün,bugün hep siyah tişörtümle görmüştü beni Sırtımda yeşil tişört,üzeri Deniz manzaralı Kendi elimle yazdığım
"-Ne mutlu insan olmuşuz İnsan sevgisini gerçek bilmişiz Onun dalında açıp gülmüşüz Merhaba mavi Merhaba deniz-" yazıyordu.
Kulağıma eğildi -koş Aşk beklemez" Arkamdan -Sevmek,birbirine bakmak değil Aynı yöne bakmaktır" diye bağırdı.
Çayı koyarken seni uyandırmak istememiştim Melek görmemiştim Annemin dışında Melekler gibiydin uyurken .
Günaydın derken bile gülüşünde bir mavilik vardı Hani soğumuş yüreklerin aradığı Beni her gün gözlerine aşık eden Deniz manzaralı Eşsiz mavi
Hiç simit yemedim ben deyip Bir lokma, bir lokma daha Farkında olmadan benimkini de yemiştin Ama olsun sen mutluydun
Oysa ne garip döndüğümde sen bir daha olmayacaktın Senin gideceğini bile,bile,gülümsüyordum
Mutluyum Sevgi,yalnızlık ve mücadeleyi anlatmaya çalıştım Bir’de kalbimdeki kuşların sesini dinleseydin Onlar daha iyi anlatırdı belki sana...
Yaşım gencte degil yaslida tam ortada usta ama yeni başladım zaten ustaları okuyoruz esinleniyoruz ve en çokta insanları dinliyorum hiç birine kızmıyorum hatta tam 9 ayda yazdığım bir şiirim var bir hocam var tanıştım o şiiri iki günde bir götürüyordum olmsmis deyip karalıyor git yeniden yaz diyordu ve ben 9 ay boyunca kırılmadan kizmsdan bıkmadan gittim geldım ve sonunda bir hit siir cikti bir gün suze onu camlı okurum adida "kibrit kutularındaki sevdalar" bir kibrit kutusuna sığdırılmisbir aşk sevda ve koca bir mahalle ve siyah beyaz roman yani usta diyeceğim dinlerim çok dinlerim ve klavye başında ddgik gezerek gorerek dolaşarak kayda aliyorum yapacaklarımı tabi içinde kendi kurgumda var yolumuz uzun çetin biliyorum bu tür şiirin alıcısı yok okuyucusu az ama o az olanlar bana bize yeter ustam bu sattezaman ayırdığınız için teşekkür ederim saygılarımla sizinle telde gorusursek bir gün o şiiri canlı okuyacagim size ezbere
Teatral, ya da öyküsel şiirlerini okudukça, günümüzün Ömer seyfettin'i mi yetisiyor diyorum. Lütfen bu tarzı bozup da, aşk şiiri, sosyal halkcı ya da toplumsalcı şiirler yazayım deme. Muhtemelen okumuşsunuz ama bir kere de ben söyleyeyim; Halil Cibran'ı, Ömer Seyfettin'i Ferit Edgü'yü ve Sait Faik öykülerini okumanı tavsiye ederim.
Yani demem o ki. Güzel bir alan ve tarz benimsemissin, bu alanda kendini geliştirerek yola devam et. Eminim yasinız genç. Bizlerden geçti.
Yaşım gencte degil yaslida tam ortada usta ama yeni başladım zaten ustaları okuyoruz esinleniyoruz ve en çokta insanları dinliyorum hiç birine kızmıyorum hatta tam 9 ayda yazdığım bir şiirim var bir hocam var tanıştım o şiiri iki günde bir götürüyordum olmsmis deyip karalıyor git yeniden yaz diyordu ve ben 9 ay boyunca kırılmadan kizmsdan bıkmadan gittim geldım ve sonunda bir hit siir cikti bir gün suze onu camlı okurum adida "kibrit kutularındaki sevdalar" bir kibrit kutusuna sığdırılmisbir aşk sevda ve koca bir mahalle ve siyah beyaz roman yani usta diyeceğim dinlerim çok dinlerim ve klavye başında ddgik gezerek gorerek dolaşarak kayda aliyorum yapacaklarımı tabi içinde kendi kurgumda var yolumuz uzun çetin biliyorum bu tür şiirin alıcısı yok okuyucusu az ama o az olanlar bana bize yeter ustam bu sattezaman ayırdığınız için teşekkür ederim saygılarımla sizinle telde gorusursek bir gün o şiiri canlı okuyacagim size ezbere
Teatral, ya da öyküsel şiirlerini okudukça, günümüzün Ömer seyfettin'i mi yetisiyor diyorum. Lütfen bu tarzı bozup da, aşk şiiri, sosyal halkcı ya da toplumsalcı şiirler yazayım deme. Muhtemelen okumuşsunuz ama bir kere de ben söyleyeyim; Halil Cibran'ı, Ömer Seyfettin'i Ferit Edgü'yü ve Sait Faik öykülerini okumanı tavsiye ederim.
Yani demem o ki. Güzel bir alan ve tarz benimsemissin, bu alanda kendini geliştirerek yola devam et. Eminim yasinız genç. Bizlerden geçti.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.