Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
İbrahim Çelikli.
İbrahim Çelikli.

Tırtar / Güvey

Yorum

Tırtar / Güvey

( 5 kişi )

6

Yorum

9

Beğeni

5,0

Puan

2361

Okunma

Tırtar / Güvey

Tırtar / Güvey

güvey giyimi
ikindiye doğru cami önünde
damatlık ceket bir seccade içinde
imamın davudi sesi ortalığı inletir
misafir-köylü, adamlar cami önüne gelir

damatlık ceketini giyerken güvey
plak aynı kırık plak
“-ismi paaaak!,……..
cismi paaaak!”
……….
hoş görülür her şey
“-Muhammet Mustafa-ra salavat”
Euz-ü besmele ve Fatiha,
arkasından Rabbena atina fid-dünya
Rabbenağfirli veli-valideyye
ve lil-mükminiyne
yevme yekümül hisab

kimi katılamayanların zarfla gönderdiği
hediyeyi damadın cebine koyar,
kimi "azımızı çoğa sayın" diyerek
seccade üstüne para atar,
kimi küçük altın takar,
kimileri tedavüldeki
en büyük,
cebindeki en yeni "pangınot"u
damadın yakasına sıralar
sarkar birbirine tutuşturulmuş kağıt paralar

imamın elinde, bohça içinde hediyecikler
kapışmak isteyen çocuklara dağıtır birer-ikişer
çevre içindeki şekerle çocuklar biraz aralaşılır
olmadı imam efendi tarafından havaya fırlatılır..

birbirini çiğner çocuklar
imam elde kalan son şekerleri de
fıcıtır misafirler üstüne
ne var ne yok kapışılır,
ganimet yarıştırılır

bu arada sağdıç, bir de aileden biri
içindeki paralarla toparlarlar seccadeyi,
"-Allaha ısmarladık" deyip yürünür oğlan evine,
onları hısım-akraba kadınlar beklemektedir
takı merasimine burada devam edilir

"böyük gafalı" damadın anasından
oğlanın teyzesinden-halasından, gremse
bazılarından güçcük ata
zengin kocadaki abılasından
bilezik illâ nedense
milletin gözünün içine baka-baka

aslında herkes kurulmakta olan yeni yuvaya
destek olmak amacında
evdeki ilk kavgalarda
altın meselesinden çıkacaktır ne olsa
“güye keyimi” biter sonunda

bu arada varsa uygun çocuk,
oğlan evinden ya da akrabadan
sünnet ediliverir,
dili tat olanların dilininin bitiğini kesiverir
hazır gelmişken sünetçi
Narkozcu Gencamadın Iramazan•

güvey giyiminden sonra
gelin alayı davul-zurna eşliğinde
çamur-çatlak demeden
"-haydin bakalım" kız evine

herkes toplaşır, çalar davul zurna
bir taraftan çeyizler yüklenir arabaya

en sonunda dünürler birlikte oynamalı
gelinin abisi şeker sigara dağıtmalı










kayınpederi çağırırlar,
koşup gider,
küçük kardeş “kapı tutar”,
bahşişini hak eder,
gelinin sağdıç’ı sandık üstüne oyurur
kaldırmak gelinin kaynanasına
pahalıya mal olur,
çeyizler taranır, her şeyin cedid yenisi
tencere, göğüm, gazocağı, yorgan iğnesi

Akdışarlı yorganı yun, döşek de kırpık
dört hasır, iki topan yastık
önde tenekesi tavus kuşlu tahta sandık,
leğen, Pazar süpürgesi emme ille de ıbrık

kökboyalı yünden
ısdarda dokunmuş namazla(ğa),
koç boynuzu, deve katarı, tarak
eli böğründe yanışlı
heybe ve yunyastık..
gelin arabasına he(y)be,
diğerlerine çapıt
herkeste neşe,
herkeste dua.. başka nedir insanlık

misafirlere hanımbudu, cığara
dünürler ortaya..
oyun bilenlere geçer sıra
derken kalabalık yığılır,
ilgi ve alkış patlamasıyla,
kız evinin cümle kapısına,
gelin,
gelinin; kepezli başında,
renk renk poçu
çelgiye sokulu, boyalı tavuk tüyü,
illâ nazar boncuğu
kepezin yanlarında iki tengerlek ayna
entarisi pullu
kendi elleriyle teslim eder kızını
dünürüne, gelin-kızın baba

gelinin oğlan kardeşi “atbaşı” tutmakta
gelini sağdıçtan kurtamakta kayınbaba
ortaya çekerler, iki dünürü illa
ayaklar gitmemekte, eller kalkmamakta,
çalgıcılar “Cezayir Havası” vurmakta
herkes içinden eşlik etmekte,
içler burulmakta, burunlar sızlamakta
ümüğe bir şeyler düğümlenmekte

“Cezayirin harmannarı savrılır
Savrulurda sağ yanına devrilir
Sarı buğday samanından ayrılır

Sokakları mermer daşlı
Gözelleri hilal gaşlı
Cezayiirr, Cezayirrr


Gemilere çürük tahta dayanmaz
Asgerlere gafet basdı uyanmaz
Aman Allah buna canlar dayanmaz

Sokakları mermer daşlı
Gözelleri hilal gaşlı
Cezayiirr, Cezayirrr


Cezayiri bi(r) ikindi basdılar
Yiğitleri gurban gibi kesdiler
Cezayiiirrr, Cezayirrr..”

Sokakları mermer daşlı
Gözelleri hilal gaşlı
Cezayiirr, Cezayirrr


















derken bir başka öttürülmekte zurna

“-gelini bindirdik ata
yolumuz düştü hayata
gözünaydın kaynata
şenola düğün şenola”
şen ola düğün şen ola...

gelin alımından dağıdırken gelenler
"Allah bi yasdıkta gocatsın" derler
gayri ciddi şakalaşmalar
gençler arasında
bekarların dileği
"darısı başımıza"
diğer biri
“-önşe evlilere ikinci
ondan sonura bekerlere geli sıra
ne de olsa onnar alışgındırlar” dedi

özellikle -kız evi-nden
kimseler olmayacağı için
espriler onlar üzerinedir
“-her genş gızın başına gelir”
“-az yaşa çok yaşa
helbet gelecek başa”
“-darısı görmeyennerin başına”

gelin köy dışına gidecekse
boynu bükülenler vardır
"toprak bastı" kesilecekse
iş bilici "muhtar"dır

gelin alayının önü birkaç defa
iple kesilir
yol kesenlerle kayınpeder arasında
pazarlık edilir
gelin köye inecek ise gezdirilir arabayla
ikindiden çıkan cemaata yetişilir
imam bir kere daha “-amiynn” dedirtir.

düğün kalabalığı oğlan evine geldi mi
gelin inmez, “inmelik” ister, ineği
damat mağrur,
gelinin başına şeker saçar,
daha çok, bozuk paraları kapışır
çocuklar





Aladeli;
para kapan çocukları yanına çağırır
"-al da ğel endeki parayı gadınım bana ver de
ortak olalım,
isdersen de
barıt döğvüreyin ensende"
dirsek, yumruk vurarak damak çatlatır

“-isdersen tireninen götüreyin Aydın’a”
tren taklidi yapar takada-tukada
şapada-şupada, patada-çatada
şaplak indirir çocuğun dalına her defasında
sırtına çenedine olmadı baca(ğı)na,
olmadı baldırlarına

delikanlılıktan taviz vermez çocuk da
daha delikanlı olamamıştır,
ağlamaya kalkarsa

bazıları;
ensesinde boza pişirilmesine dünden razıdır
adam yerine konulmak adına
hevesli değildir kimse aslında
ama kaderden kaçılmaz
Aladeli’ye rastlanılmışsa
bir de topal Mevlüt’de
merhamet aranmaz
-topal kuvveti-nin
farkında değil belki de
eli bek ağırdır valla
ya çatma ya da
çatmış bulundun
ses çıkarma
bi de,
gelin arabasının ardından
binmeye galkma

Karaççanın Alisan vardır
Topal Melit yoğusa











gelin merdivenin başında
döner, eline tutuşturulan;
su dolu testiyi atar
cümle taşına
yenge gelin odasını kapatır
o da bahşişi alır.

"-Allah bi yasdıkta gocatsın" deyip
gelin alımındakiler dağılır
davulcular,
yabancı misafirler,
birer-ikişer uğurlanır.

"yüz görümlülüğü" almadan yüz açılmazmış
“söylemelik” alınmadan konuşulmazmış
kayınpeder “-söyle” deyip izin,
-söylemelik - vermezse
gelin hasret gidermiş
daha çocuk yaşında
kendi sesine

kayınbaba gaale almaz çevredekileri
“-ben ona goç verdim goç,
neytceğmiş ineği”
diye savuşturur yengeleri
gelin besmeleyle,
sağ ayağını atar içeri

gelin odasına damat alınır,
yüz görümlülüğü taksın diye
bir kaşık sadeyağ görümcenin elinde

yeni gelin "-sade yağı hiç sevmem" demiş
yeni damat bayat tereyağını yiyerek delikanlılık etmiş.

oysa sadeyağ kapı ardına sürülecekmiş
"-geçimleri, dirlikleri eyi olsun" diye
ürüsüm böyleymiş
sürmek yerine yiyenin vay haline



sağdıç

kılınıp gelinince
yatsı namazı
vekildir geline
bir akrabası
önce Kur’an,
daha sonra duası
akdeder imam nikahı
"-vardın mı"
"-vardım"
"-aldın mı"
"-aldım"

sağdıç damadın öğretmeni
yenge yeni gelinin
herkesin onlar için dileği
“-bi yasdıkda gocasınnar”
"-Allah başa gadar
dirlik düzenlik versin"
tabi bir de çarşaf var..

ertesi gün gelin,
herkesten önce kalkar.
hediyelerini verip,
kahvaltıyı hazırlar

"gelin ertesi nde"
gelinin arkadaşları gelir.
kekil keserler,
gelin çeyizlerini gösterir...

tavus kuşu desenli teneke
ya da kadife kaplı
tahta çeyiz sandıklarında,

gülyağı, ayva,

hediyelik mendil, basma

çorap, çamaşır, fistan

ve illâ oyalı yazma,










DİPNOT
güvey: güye /damat
• rabbimiz bize dünyada iyilik ve güzellikler ihsan et
 rabbimiz beni, anamı ve babamı ve bütün müminleri hesap gününde bağışla
bez, mendil, çevre
fıcıtmak / fıcılatmak : fırlatmak
tat: tutuk, peltek, dilsiz, kekeme “d” sesini çıkaramama
dilin bitiği: dilin damağa bitişikliği, yapışıklığı. Dili bitik olanlar dillerinin serbestçe döndüremediklerinden “tat” konuşurlar
• Gencamadın Ramazan (Deveci)
Akdışarlı: Akdışar (Akçaşar) Köyünden gelin gelmiş Ayşe Dudu Küçükçapraz (yorgan ustasıydı)
Akdışar ismi, beyaz badanalı hanayları için verilmiş olmalı
şar: akarsu, şarlayarak akan su
şar: şehir
topan yastık: yaslanmaya yarayacak dolgun, havut otu ile yapılmış yastık
ıstar:iptidai dokuma tezgahı
namazlağa / namazlık: seccade
eli-böğründe: bir çeşit kilim deseni (eli belinde)
çelgi: başörtüsünün üstüne bağlanmış siyah yazma
tengerlek: tekerlek gibi (top gibi değil) yassı ve yuvarlak,
pullu: sadece özel günlerde gelinlerin giydiği ince, hafif, seyrek dokunmuş (mavi-yeşil-kırmızı renkli) kumaş üzerinde renk-renk pullu desenli fistan
dal: ense kökü, arka
çenet: kaba et, popo, kalçanın arka kısmı
söylemelik: kayınpederi tarafından onunla konuşması için geline verilen hediye
sağdıç: düğünü idare eder, damada
sağdıç: düğünü idare eder, damada danışmanlık, reberlik yapan evli erkekdir, gelinin sağdıcı bekar bir arkadaşıdır. Güveyin sağından giden, sağkolu anlamında olmalı.
yenge: geline yardımcı, gelin tarafından, gelinin yakını evli bir kadındır.
ömrün sonuna kadar huzur, saadet, uyum dileğidir.
gelin ertesi: gelin alımından sonraki gün kuşluk vakti gelinin ziyaret edilmesi
Kekil / kakül : kahkül, zülüf,perçem, şakak kısmındaki saçların kesilmesi,
fistan: entari, basma elbise, giyecek


Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (5)

5.0

100% (5)

Tırtar / güvey Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Tırtar / güvey şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Tırtar / Güvey şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
VAZO
VAZO, @vazo
1.12.2015 10:25:28
5 puan verdi
güvey giyimi
ikindiye doğru cami önünde
damatlık ceket bir seccade içinde
imamın davudi sesi ortalığı inletir
misafir-köylü, adamlar cami önüne gelir

Eskiye dair yöremizin gelenek ve göreneklerimizden,gelin almaya
gitmeden önce,oğlan evinin önündeki sokakta ortaya halı seccade serilir.
Damat, kız evinden gelen ipek pijamaları giyer,ortaya diz çöker.
Çalgı ile arkadaşları pijamasını çıkarır,damatlık elbisesini ayakkabıya
kadar giydirirlermiş.Bu arada damadın bazı arkadaşları ayakkabısını veya
herhangi bir giyeceğini saklar bahşiş alırmış.Bu giyimden sonra gelin
almaya gidilirmiş.Yöresel şivenizle emek verilmiş şiirinize tebriklerimle.
Saygıyla.
Hasan Özaydın
Hasan Özaydın, @hasanozayd305n
30.11.2015 20:42:42
Çocukluğumuzdaki düğünler geldi aklıma,
Gelin giderken ana evinden,
Hep ağlarlardı.
Şimdikiler gülerken pistte,
Acaba derdim çocukça,
Zorla mı oluyordu yoksa..
Sonra damat giyinirken sokakta,
Neden en sonunda ,
Yakarlardı annesinin yazmasını,
Oğlu oynarken...
Tebrik ederim saygılarımla.
Mehmet SEMERCİO.
Mehmet SEMERCİO., @mehmet-semercio
30.11.2015 20:17:02
5 puan verdi
ELLERİNİZE SAĞLIK HOCAM.
Işık  Mehmetali
Işık Mehmetali, @isikmehmetali
30.11.2015 18:57:32
5 puan verdi
Gençlik yıllarımın düğününü yaşadım eskilerde de kalsa güzeldi o günler şimdi bir düğün salonu ve bir kaç saatlik düğün veya nikahtan evlilik....(( o günleri yad ediyorum
Kalemin susmasın usta
________________________Saygılar selamlar
Müzeyyen yavuz
Müzeyyen yavuz, @muzeyyen-yavuz
30.11.2015 16:05:51
5 puan verdi
yüreğine sağlık şairim şiir okurken ufukum açıldı
kalemin daim olsun hayırlı günler diliyorum
tüm şiir seven yüreklere
Etkili Yorum
Aşkar
Aşkar, @askar
30.11.2015 16:00:47
Anadolu insanı töreleriyle güzel
ve bir devrin insanları anlattığınız o devrin insanları her halleriyle güzel
bir zamanı ölümsüz kılmak gibi
kitap olmalı bu töreler gelecek nesillere aktarılmalı

emeğe ve ahde vefaya hayran olmamak mümkün değil
kaleme kelama sağlık hocam
saygılarımla...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL