7
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1390
Okunma

gece geç yarıdan sonra bu defa da
oğlan evi şenlenirdi
konu-komşu akraba
damada kına yakmaya gelirdi
damadı okşar kına türküleriyle çalgıcılar
ardından Turist, Bekirinoğlan, Garahacının Yaşar,
“-kına yakılsın mı” diye icazet istenir
bir-kaç defa arkalardan “-devam” denir
icazet alana kadar devam edilir
horazlar ötmeye başlamış ne gam,
hâlâ ayaktadır kına yakanlar
el-ayak şakaları hatta sözlü sataşmalar
sataşanlar aslında damadı sevenlerdir
böylece bir damat daha tahammül sınavı verir
dün kesilen teke bekletilmiş
doğranmış,
nohut ayıklanmış suya ıslatılmış,
süzülmüş haşlanmış
et gaynamış, kef’i çomçaynan alınmış
nohut gatılmış..
kütüklar gazanın altından alınmış
köz aralanmış
el birlik
hinci sıra düğün çorbasında
“-bi kilo pirinşe, iki kilo (kese) yoğurdu olcak şekil,
birbirine eyicene yedirecen
aman deyen ha!
yanılırda teze yoğurt edersen kesdirin valla,
ayrı bi çanakda yumurtayı duzunan çırp,
sedeyağ(ı)nı gat
ıçcık da su
emme hepiciğini barabar gazana gat
altını yak
büngüldeyene gadak garışdır..
büngüldemeye başlayıncaklayıın
gözgararı ıscak su dök
neye sovuksu gorsan kesili(r)
tahta çomçaynan dayıma (daima) aynı yanna
garışdırılalak, büngüldemesini bekle
haşılı nohut gat
odunnarı gazanın altından çekivi(er)
gapa(ğı)nı gapadıvı
sofra atılmaya başladığında
sedeyağını erit, gırmızı büberinen gavır
gaşşığınan çorba topdasının üsdüne gezdirivii..
senin elini ba(ğ)lasınnar, benim elimi!”
erkekler, kadınlar derken
yirmi otuz sofralık yemek hazırlamalı
Alibey hemen tüm düğünlerde aşçıbaşı
geceden kazanları kaynatır,
kına gecesi sabahlar
et pilav hoşaf en sonunda helvayı karar
-gelin alımı günü- öğleden sonra;
oğlan evinde düğün yemeği
önce -ağır misafir-ler dizilir
talbanın etrafına
ekmek dağıtır öneceğinden biri,
kaşıkları koşuşturur diğeri,
Aşşamalleden İbilinin Yaşar,
Mulla Hasanların Kemal, Imak
Leylek Halili, Sülü Mullanın Kazim,
Gara Kamil, Kara Osman, Karakulak,
Hidayet, Müdür, Memonun Ferudun,
Gebiz Mutsan
Torin, Şükrü, Sırlı,
Yanıç, Memiş, Muhtar Hasan
Gök Mustafanın Bayram,
Derelinin Amat,
bir de Deli Osman.
Aşağı Kaşıkara’dan Teke Boladı, Akali
Taşev’den Cüce, Alatakkanın Adıgözel, Doyduk, Cuci
Yukarı Kaşıkaradan Zoruk, bir de
Satelinin teyze uşakları
Gövceliden Müslüme,
olmazsa Müslümenin Adem, Niyazi
yanlarında Buran
Gliglioğlunun Mustan
düğünden düğüne ortaya çıkar
beşi onu bir arada bağlı kaşıklar
kendiliğinden akışır düğün evine yeni kalaylı kaplar
et sahını, pilav tabağı ve çinko taslar,
önce yoğurtlu düğün çorbası
nohutlu et, pilav yanında soğuk ayran
kışları ılık üzüm hoşafı
tatlı olarak da pekmezle karılmış un helvası
ardından Kur-an okunur
“-sada galla-hül Azim”
sonra imamın duası
gür bir “-...amin!”le
eller semaya açılır
yüksek bir “-fatih-ha!” nidasıyla herkesi
derin bir sessizlik alır
dudaklar süratli kıpırdanır
en içten dileklerle yüzler sıvazlandı mı
Dıngıdık kaşıklayıp unhelvasını
“-dova yarısıymış” der
bir-kaç kişi daha birkaç lokma yer...
sofrayı yeni oturacaklar
için hazırlar vazife edinenler
ayakkabılarını giymeye başlar
yemeğini yiyenler
Topal Mevlüt gönüllü saka ,
isteyene su verir
Gözir Bayram, öneceğinde tavlanmış ekmek
bekleyenlere
“-buyurun emmiler” diye ekmek yetiştirir..
Gozir Halili, Azizin Imız , Bedelin Memed Ali,
“-sofra her gün kurulsun" duasına
Salim gözleri parlayarak "-aminn!" der
emeği geçer karınca-kaderince herkesin
düğün yemeklerinde baş bulaşıkçı Deli Gelin
“-erkekler,
gadınnar,
çocuklar..
sofralar bittikten sonra
ellerinde helkeler yemek davşırlar
gelemeyen yaşlılara,
hasdalara
bi(r) yandan da topdaslar ,
gaşşıklar,
gazanlar
Pese’lerin halva ile(ğe)ni
yıykanır,
kimlerden ne alınmışsa
eletilir ...
“neydilçeğse edelimin aba” diye
kimler, kimler gelir düğün evine..”
bir tarafta bunlar olurken,
diğer tarafta hacı-hoca takımı abdest alırlar çeşmeden
ince sazlardan istekte bulunur gençler
“sabahın seher vaktinde
Aliyi gördüm Aliyi
yüzümü sürdüm izine
Aliyi gördüm Aliyi
Aliyi gördüm çağında
güller açar dost bağında
Musa ile Tur dağında
Aliyi gördüm Aliyi
Aliyi gördüm meşede
kırk mum yanar bir şişede
yedi iklim dört köşede
Aliyi gördüm Aliyi”
bir kenarda birikmeye başlar
gelin almaya gidecekler
misafirler, evsahipleri ve çocuklar,
akışır cemaat camiye,
kadınlar kızevine..
sazlara kırk koldan “kes” derler
ezan başlamıştır “Allah-u Akber”
sazlar kılıflarına girer
davul zurna arz-ı endam eder,
sesizce akışır cami meydanına ahali
“tıs” yok davuda, zurnada
sakin halleri
camiden çıkışı bekler kalabalık
beyaz bir gömlek, pantolon damatlık
DİPNOT
çomça : kepçe
talba / tabla: yerde etrafına torularak yemek yenebilen tahta yemek sofrası,
unhelvası:yağ, un, pekmezle hazırlanır.
saka: sucu, su dağıtıcısı
ımız: ramazan
topdas / toptas : çorba kasesi
ile(ğe)n / ileğen :leğen
eletmek : iletmek, ulaştırılmak iade edilmek
neydilçeğse edelimin : ne yapılacaksa, yapılacak bir şey varsa yapalım, işin ucundan gelelim, hizmet edelim, yardım lazımdır geldik
Kul Himmet
5.0
100% (8)