32
Yorum
41
Beğeni
5,0
Puan
1191
Okunma

Ilıman memleketlerin uzak yakalarında
Eremediğim yüreğinin son kıtasında saklı
O hezeyan o kayıp sarkaç:
Devindikçe nükseden bir kımıltı
Gölge ettikçe evren
İçinde kaybolduğum hülasa bir yanılgı.
Gönül dilimdeki o kekremsi tat,
Kabul buyurduğun nasıl bir inat:
Anlamsız mecralarda kaybolmaksa
Yetememek zaman zaman sol yanıma
Vakur çırpınışların mecali anlık bir edimle
Mademki denk gelmiş kırılgan mizacıma
Sanır mısın ki uzağındayım aşkın
Sandın mı doğru söyle,
Varlığımın atlasında saklandığım o kırık sarnıcı.
Bir elem bir neşe,
Kâh bir seyir kâh bir bilmece,
Soluk bir gülün ölgün yaprağında
Sakladığım yürek sesinin duyulmaz niyazında.
Bir ikilem tümden gelen
Belki de bir hezeyan ara ara nükseden:
Kırık bir notayım adeta
Bilmediğin o kayıp şarkıda.
Hüzne meyletmişim bir kez
Şafak sökerken gönlün çektiği son rest.
Ahkâm kesemem sanma ki söylediğim yalan,
Gölge mi ettim de dilediğin bir ihsan,
Ne umdum ne buldum ey vefasız,
Sorup sormadan verdiğin hüküm
Sanma ki bedelsiz.
Bir zerreyim bir bulut,
Bir gölgeyim nazarında yine de saklı en derinde
Dünden yarına sayısız umut.
Bir evrim belki bir naz,
Yürek teline değdikçe mızrap
Dilimde bin bir sitem onca naz.
Mihrap bellediğim ömrün kalan yarısı,
Verdiğim sessiz kayıpların son rotası:
Pervane misali dönendiğim yürek yarası:
Bil mukabele, desen de ersek aşka,
Gönül bu, aldırma desem bile;
Sen, sen ol sakın kanma.
5.0
98% (39)
4.0
2% (1)