11
Yorum
41
Beğeni
5,0
Puan
215
Okunma

Bir düş birikintisi gerçeklerin içinde kâh çelişen mantıkla kâh sürünen:
Gövdesi tosbağa ruhu çapkın
Aşkın ambarında saklı mevsim
Henüz kendisinin neye dönüştüğünü bilmediği
Soytarı bir zafer ansızın infilak eden hüzün
Tatsız tuzsuz bir çorba, zifiri gecenin
Muadili
Belki de seken bir kurşun yalnızlığın miğferi
Özü kayıp
Sözü yalan
Zemheride dönüp dolaşıp da kendine çarpan
Bir gölge:
Mimarisi kayıp
Muadili belirsiz
Tınısında saklı belki de aksi insanın
Nutku tutulan romancının
Yazmayı özlediği…
Diviti tükenmiş bir kere zamanın
Yaratan temkinli; melekler yorgun
Hazana şerh düşen yağmurun ikbali
Kasımda yanmayan ocak
Aralığa kanat açan şafak
Yer gök hazin
Sulu sepkenden ayrı düşmüş bulutun intiharı
Suskular keskin
Sesler bıçkın
Semai gösteride nakşeden uçuşan
Perdenin
Hırçın sesi:
Azıcık büzgülü
Azıcık kokan Yazgülü
Yâdında ömrün
Dünün minvali
Yâri kayıp bir hikâye
Anlatıcının da kayıplara karıştığı…
Aşkın da neşri
Özlemin nesri
Alacağımız son nefesi
Kestiremiyoruz mademki
Nefsine uymadan
Ruhların vadesi dolmadan
Gün ise geceye kavuşmadan
Ölmenin şimdi tam sırası
Ne hümayun
Ne de muallim
Seferi tanıklığında evrenin
Üstümüze ant içtiğimiz o yalan yemin
Çarpılmaya çeyrek kala
Affın da tam sırası
Şerh düştük düşeli yalnızlığa
Cepkeni delik şaire de verip veriştiren
İlham perisinin garbı ve kaybı
Ne de olsa hükümsüzdür benim kalbim,
Diyebilmenin sırası mıydı sahiden?
Gardını alan ilhamın o kısık sesi
Kanıksanası bir zafer
Kayıt dışı bir nefer
Özrüne binaen selama duran kader
5.0
100% (17)