Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
İbrahim Çelikli.
İbrahim Çelikli.

Tırtar / Teklif

Yorum

Tırtar / Teklif

( 7 kişi )

4

Yorum

8

Beğeni

5,0

Puan

2235

Okunma

Tırtar / Teklif

Tırtar / Teklif










teklif

senin Datdiri güçcük gızı
Hizarcı Nevzat’a verdiğinde
yeni damadı teklif etmişler de
düğün öğü ,
bizim bobalık da onnarınan
goya bizi zeyarete ğelmiş..

o zamannar;
“deniz”, “gayık” dedinmi Hobano(ğ)lu
cip dedin mi Zühtüynen Godalolu,
hesabı..
başga vesayit mi varıdı

neyse,
bunnar Godaloğlu’nun cipden enerine enmez, cık cık cık
görecen bi!
bi(r) sarmak-gürmek
bizikinnere file bi temenna
sabısına gavışmış gopay gibi
yapışdılar mı bizikinnerin yakalarına
görcen mabbeti bi!
ele! dinine yandımın..
valla bizikinneri anamınan-bobamınan
yani haz-öz dünürlerin arasında bu mabbeti görmedim
vay anasına
breh brehh bireehh,
eller de neler varımış yauu..

garısı bi yandan, Datdiri kendi bi yandan
benim bobalığa
nassı yüksürüyollar
“-çıkın Alla(hı)n aşgına",
..
"-obal da boynunuza"
..
"-len düğür; huruya gelini(r) de ekmek yenmeden gedili(r) mi
vay bire gapbicik vay
len el bana ne demez len”
..
“-yau biz bi dünürlere varalım, gızımızı bi ğörelim” dediler ise de
ı ıhh-
“nuh deyorular
peygamber demeyollar”
izbar üsdüne izbar
cuap dünden hazır..
“-orası da bizim burası da
onar bizim yabançımız mı
valla olmaz yau, ele-ğüne garşı
heş de(ği)lise
bi yorgunnug çayı için de öyle
valla salman yauu..”

“-yau hele siz de bi tanışın,
birbirinize bi alışın
da! öyle,
sonura çıkar yatarız
biz yabancımıyız
sizin köve ik diba mı geliyoz bizim o(ğ)lan
evelallah da(h)a çok geli-ğederiz, ”
dediler ise de
“-valla salman len ha gahbicik ha
netçen sen, biz tanışır yatarız
arkamızdan atlı mı govalayo
hemi de tanışdık tanışcamız gadak, sayanızda,
evelallah..
sizin tanıdığınız bize yeter de artar da”

“-epap valla münasip düşmez yau”
“-valla yemin etdim yahu
ora da bizim bura da”
ünneriz Hacıya
o bura ğelsin, senin aya(ğı)na
uzak bi yer mi? Yau ha gapbicik ha!”..

bakdım olmaycak
“gagaşla ğöz arasında” ben ordan sıvışdım
pııırr do(ğ)oru eve
Allah var ya bireş de
bunnarın bu “Gaşığara İşi”nin
hacıanası o,
yani bizim bobalık
duyduğumuz o bitirivmiş
o önayak oldu bana galısa da
arayerin ilafı çoğ olu de(ğil) mi
herkeşin a(ğ)zı kesen de büzebilcen mi
..
bize geli(p) ğederkene,
bizim Datdirinin ğızını bek beğenmişimiş,
bizim analık da
“-beker o(ğ)lum yok,
eğerine bi(r) o(ğ)lum olsaydı
hu ğızı gaçırtmazdım” demişimiş
“aş tavık kendini darı ambarında
görürümüş” hesabı
sankı senin o(ğ)lan olsa
“-me(h)! ” deycek var ya!
i(n)an o(ğ)lu böyle
öyle ya gari Datdirinin bizikinnere
temennaları bireş ondan
bizim köyün en teze damadı
bizim üş barnak enişde
noldum-öldüm ille beni çağırtdırıyo..

Allah var ya ben de
bizim gayınbobaynan geldikleri uçundur,
“iki, iki da(h)a dört”,
“ayın aydın yol belli”
“şe(hi)li telifi”dir deye
bek oralı olmadım,
hemi de o zamannar Nevzatı da
taha tam-türüs tanımayorun..

düğünde-müğünde garşılaşdıysak hanı
gıyabında,
annacanız uzakdan uzağa,
Allah sizi inandırsın annac annaca gelip de
bi(r) m(uh)abbetimiz olmadı asla..

neyise; bunnar izbar-üsdüne izbar
bobam “-gakıvı len çoğ ayıp olu(r) o(ğ)lum,
gapbecik bi i(n)san içine ğarış”
“-len boba ben esgerciliğe ğederken bile
hurda gapı konşuykan bile
deği(l) onnara.. dezemgile bile,
hetda heş kimsenin davetine ğetmedim de
hinci durduk yerde
Datdirilere
üsdelik böyle bi ğünnerinde
neye ğedeyin”
dedimise de…. ı ıhh

“-ule o(ğ)lum
adamlar hurda bi ğapı gonşu
“bize ağzını eğmeyo(r) ” derler..
nenecen
hemi de musafirlerimiz var orda
hemi de benim değil, has-öz senin
onnara ğarşıda ayıb olu(r)
ikiğün sonura,
“-musafirlerini bize silkividiler de ğaşdılar” derler

ele-ğüne ğarşı “selam aleyküm” de otur,
hemi de belki musafirleriniz ala-ğedin deye
ünneyodur herifçioğlu”
demeye ğalmadı bu seftede
Hal(il Ağ)a bizzat kendisi
“-len gonşu gönder o(ğ)lanı yau Allasen
Nevzat ille senin Hida(yet)tı isdeyoru”

ben içimden
“-hey .mına ğodumun döyüsü
biz gızını isderkene, yolda ğörsen selam vermeyodun
n’oldu.. hinci gapıya dura-ğo(y)dun
bensiz boğazından ekmek geşmeyo(r) mu” dedim tabi içimden
bobam da yüksürüyo(r) öyle bi yandan
ona da hu denmeyoru ku
ı ıhh dedimise var bi sebebi öyle ya
emme kime deyon gardaş!
..
bu işin bize bi ceremesi olacak emme
dur bakalım ne?
gerçi verilmeycek bi(r) hesabım yok emme
valla gene de insanın nutgu dutuluyoru
adam gakar dutar, yakama yapışır da…..
“bizinkiyne aranızda ne ğeşdi” derse der mi der?
yerin gula(ğı) ver demişler öyle ya
azında bakla ıslanmayan biri şirplemişdir
böyleyken böyle “onnar Dudu’ya dünür olduydular..”
meremetsiz, namert mi yok köyde
“iki paralık oluruz valla goca köyde”
deyon kendi kendime

duralakdan bobam geldi
“-gak len, “varıyoru” dedim hinci
gosgoca adam kendi gelmiş gapıya..
gak bakayın eşşolu eşşek,
evin-yerin ayrı olmadığı
gapın ayrı açılmadığı mühletçene
sen taha mükellef bile deği(l)sin,
ben ne dersem o olu(r) bu evde
adamlar “köpe(ği)mizi uyutmaycaklar”
bizim evi yol etdiler gele-ğede
ayıp deye bişiy var yau
emme eyi emme kötü hurda bi gapı gonşu”
..
bizin ki yüzüme bakdı
“get nalet osun” dedim,

bu ilafın üsdüne
evi ayırmanın
heş değilise gapıyı ayrı aşmanın
zamanı gelip-geli
zati hurda iki ğün sonura
güçcük bilader esgerlikden geldi miydi
papıcımız dama atılacak
nassı olsa yollar ayrılacak
eyisi mi kötü olmadan
yol yakınıkana,
başımızın çarasına bakmalı
etirafı golaçannamalı
Öte Malle odası mı olu
Goca Durmuşun Mükerremden aldığı virane mi
Güçcük Boladın tekgöz mü
Yörüğebenin Goca Aliden aldığı ev mi
Göşmenevi mi?
o da olmazsa Üsük Melidin evi
daha da olmazsa Gökçe Mamıdın ettiği gibi
Allahın honuna.. gedip meraya
Gamışdan bi(r) tol da mı dikemen

"Ya Rebbim sabır ihsan eyle" dedim
böğüne ğadar sabretdim
ha iki ğün sonura yüz yüze bakılacak
en eyisi mi, dedi-godu olmadan
eyiykeneee,
kötü olmadan
Allah bi imkan verse de
başımızın çaresine baksak..
“boba-ana böğüne gadak
yedik-işdik
ee gari bilader de esgerden geliyoru
hadin bize müsaade”
Yakıp Gelininin ettiği gibi
herkeşden önşe bizimki
dutdurur mu
ben anamdam-bobamdan ayrılman deye
zati bi evde karı-ğoca
aynı gabağa işemediler mi
işler sarpa sarar
uykun gaçar..

gari;
hıfzoluncaya gadak
aklıma da başga yer gelmez
anlaşıldı bu iş fazla uzadı
daha fazla uzamasın
kötünnüg olmasın..
hurda el adama ne demez,

yeter ki kötünnüg olmasın emme
içim "cız" etdi valla
ben kendimi bilip durun işde
bu cız bi tefa duyuldu mu
bişiyler gopar,
gopar da bi taha da dikiş dutmaz
olmadı mı olmaz
olmaz geder vallahi
nezarete atılısın da hani
sanki çıkış yokdur da
öte tarafı idama gadar varıvırı

öyle bi tecirbe
kötünnüg olmasın deyon emme benden başka
buna bu cep(h)eden bakan,
bu cenahdan
gören, düşünen eden yok
bobamın başga o(ğ)lu var beni neynesin..
gızı da var..
ab(l)amı bile ğörmeyon mu
bi çalım, bi fiyaha, bi poz?
neyimiş de..
ev bobamınımış
tarla bobamınımış
çoluk-çocuğuma bobam bakıyomuş
kendileri çoluk-çocuğun
nafakasını temin etcez deye
imannarı gevreyomuş
demek öyle ha! bizim gız
canın sağ olsun..
ekmeğiniz gatığınıza denk geldi gayı
biz de yan geldik yatıyoz..

demeğ unuduldu
len taha dün ötüyon
sankı düne ğelesiye
seni kim geri eletiyodu,
hemi de kaş tefa
başım belaya garıldı galdıydı
senin sıpaları kim avıdıyodu,
garınnarı nerde doyuyodu
üsdünü-başını kim alıyodu
evlerinin daşını kim çıkardı
kim çekdi
temeli kim gazdı
usdaları kim ekmekledi
deyen var mı……….
yok……………..
olmaz tabi …..
pelit gabıkdan çıkdı mıydı
çikin gabığ-unuduldu gari

demek ki, hepisi unuduluyo
tabi hinci gapıları ayrı açılıyo,
adı “ev saabı” oldular ya canım
o(ğ)lannar deliğannı oldular getdiler de
sünnet etdiremediydiniz de
benim düğün de kesdirtmedik mi
okunuzu ben etmedim mi
sünnetçiyi ben dutmadım mı
beş guruş bekledim mi,
teklif mi etdiniz
alcağınız varıdı da üsdüne mi yatdım
bunca zaman gelenizi-gedenizi
ekmeklediğimiz cabası
anam hâlâ kınanda çevrilen iki arşın bezin
keşiğini ödeyoru
peki anam onu kime aldırıyo ha?
banaa!!

kelek ekdiysem
iki cızı da onnara ayırmışıyındır
göğerilik de iki garık da olsa
bosdannık, firenklik
ucun-kıyı da olsa soğan kumpir dedikleyin
isgelen benden, gılik benden
nadas eden ben
satlık bi yer varısa
“boba öderler yatarlar
çoluk-çocukları deliğannı oldu
abamgile alıvıralım,
ikiğün sonura el içine garışcaklar”
içinden gelmeye gelmeye
bobama dedim de ben alıvıdım
iki belik yerleri oldu
emme… gün geldi unuduldu
hani ne demişler
keser döner sap döner
gün gelir hesap döner


e-gari hökmü yok hinci
bizim oğlan-gız birec geç oldu ya gari
sıpaları sırtımızdan enmedi
Allahı var “bizim çocuklar ”
bağırlarından yitmedi
sırtından eğsmedi
emme görüyon işde;
“köpeg ayağına su dökmüş gadar gelmedi”
neyise; benden yannı halal hoş olsun
emme gücüne gediyo insanın
isder inanın,
isder inanmayın
o "cız" yakıyo guruduyo damarları..

neyise de!
“-bobam da sankine kiyası ”
gakdım-dutdum,
canım isdemeye isdemeye
ha gerçi “gönülsüz osdurukdan,
bok çıkar” derler emme
dur bakalım, sonu neye varacak

bakdım senin Halil Ağa
bekleyip duru damın başında
“-bosdiyi oş de Halil Emmi”
“-ge(l) gara yeğen ge(l)” dedi, gari
köpeklerini
“-oşş” deyvidi

o namert olasıca da.. sinece kirt bişiydi,
Allahın kıtmiri
zati ne yalan söyleyen
bi adamı sevmeyo muyun
çoluk-çocu(ğu)na,
tarlasına takkasına
kedisine-köpeğine de ifrit olurun

inanmazsınız garnımda bi a(ğ)rı peydah oldu
işta(hı)m-mişdam gaşdı..
ömrü hayatımda ilk defa adım attığım bi ev
hanayda birileri varıdı emme
bakmadığım-görmediğim uçu n
selam-melam mermedim kimseye..

okarı çıkdım gacur-gucur
insan o merdimeni,
daban tahtalarını bile
bi elden geçiri(r) a gapberif
elin keser dutmayo mu
“elinden kör eşşek su işmedi mi”








sanki bana neyise de
bi adam gayfadan çıkmadı mı
cığarayı elinden düşürmedi miydi
böyük var güçcük var demedi miydi
bil ki evinde düzen dirlik yokdur
onun uçu cığara içiyodur,
onun uçu evinden gaçıyodur
gayfadan başga getçek yer mi var
bunnar bobalı o(ğ)lannı
Hallemmi de, Üseyin de
ikisi de aynı herze
düzenneri de göz öğünde
benim uçu da Allah var "ha varlar ha yoklar"
işde o gadar..

taha tanışmadan bille
bu çocukdan pirelenmeye başladım
gerçi ha yenmişimiz yok
içilmişimiz yok emme
olsuun!..,
ne de olsa kapılarına adam (dünür) yolladım
işin aslı başga
varılcak gapısı çalınacak bi yer de yoğudu
valla hinciki gibi aklımdadır
bi yandan
bobam ilk tefa benim uçu bişiy yapıyo
ben de ilk tefa “adam yerine goncan”
deye seviniyon
bi yandan da “işallah olmaz” deyon içimden
sanki başga biri taha varımış gibi
yoğudu
o ğün etibarıynan başga biri taha yoğudu,
vallahi-billahii...

neyise de aklıma hep;
olduk-olmadık deyusun biri
olmadık bi laf eder
bi(r) çuval inciri mahfederiz
ondan sonura
ayıtla gari, mercimeyin daşını
elin ağzı kesen değil ki büzecen
öyle bile olsa kendim Zülfikar uçu
“-valla hinci ne yalan söyleyen
bireş gözü suludur” dedim de
adam da onu “suluğöz,
murayının teki” sanmış ya
o hesap; hinci
senin Üş Barnak
“-Hal(i)la Ğile
dünür geden oldu mu dediyse birine


adam da olsa,
çoluk-çocuk da olsa e deycek
duymuşdur bi yerden
bizden uçu,
“-onnar getmişler” der mi,
der
o da bunu “-demekkiyne
bizinkiynen aralarında bişiy var”
deye yorumlar mı
yorumlar
ya da
alt tarafı adı üsdünde
Datdirinin gızı
kendi ağzıynan yumurtlamış da olabilir

olmadı o başka,
vardır bi hayırı
emme “nesebimiz o ğadar da geniş deği(l) ”
valla ne yalan söyleyen hinci
gene de beni bi sıkıntı basdı
doğruyu ahretde mi söylecez
Üş Barnak yakamıza yapışırsa
ne deycez
öteden beri gelip-getdiğim
bi ev olmadığından
onarın o işlentili gapının mandalı da
mubarek ne zertimiş
şırkkadak açarına aşmaz, gıcırdayalak
zarpadak yüklüğe dayanmadı mı
gapının arkasındakı ırbık devrildi
zati canım burnumda
sırtım terledi
bi ma(h)çıp oldum valla
bizikinner aya(ğa) gakmadılar
önşeden görüşüncekli

emme, eski köyün teze enişdesi
höyle baş köşeye oturup duru
üst ayağa gakdı ben girinçe tabi
tabi o beni tanıyoru da
ben bek fe(h)metmedim çocu(ğu)
“-enişdelerin gülü gel bakalım yau
valla ben senin uçu geldim
bak kaynatanı, da get(ir)dim”
….





Allah Allaahhh”
gucuklaşdık sarmaş-dolaş
hapa-hap..
bakdım valla Nevzat deliğanlı da bi arkadaş
eyi bi epap
boy-pos endam demişsin benden kırk tefa daa gabadayı valla
hemi de girişgin,
benim gibi mılığını yıkan
tostos yere bakan, gara damak deği
emme nalet osun hu cığarayı ırcat edennere
neye içerleri ki?
..
Alla(hı) var hinci tokalaşdık da,
yalınız varıda elinin yarısıynan
insan bi tühaf oluyo ya

tabi o da bana “-enişde” deyoru
böğünkü ğibi aklımda yazık
eli gavşırmadı elimi..

bi ğün mesel söylerkene
Bocut Kazım dediydi
“barnağınızın biri kesilecek
hankını kessinner” deye
herkeş işaret barnağı hariç
ekseriyeti de “cüce barnak” dediydi
hankı kesilmesin deyinçe ben
“başbarnak” dediydim
“başbarnağ olmazsa ötekinner bi işe taramaz” deye
“ulen hu çocuk gibi zehir gafalı yok” dediydi
dünkü ğibi aklımdadır
Nevzatının tokalaşayın derkene
içim cız etdi
ölşmek gibi olmasın
adamın hurdan üs-yannı yok
tomruk biçerkene hızara gapdırtmış..
bakdığımı fehmedincekleyin
gösderelek, gayatla sakin
“meslek gazası” dedi

senin Üş Barnak, hafsizden gulama eğildi
“-Alla(hı)n aşgına enişde yau
dışardan balık kokusu ğeliyoru,
benim de bu barnakdan uçu
balık yemem yasak
hinci yemesen gayınoğlan,
ta denize ğetmiş balığ uçu
adamlar zati gariben,
ma(h)çıp olmasınnar
ben o değilden ekmeğin içine düreyin
sen bi za(h)met çakdırmadan
kütele ğetsin”
bi acıdım kıı
içim acıdı der(h)al
insan "hamdolsun böyle bi derdim yok"
bile deyemeyoru
bu ne galenderlik şaş gal..

valla derin bi soluk aldım
hani Yılmaz Güney’in filimlerinde oluyo ya
adam idamlıgdan yargılanıyokan
nerden çıkıyosa asıl gatil bulunmuş oluyo,
ya da tam asılacağıkana
yalancı şahit ölüm döşe(ği)ne düşüyo da
her şeyi itiraf ediyo ya
aynı mitli, tam öyle oldum

“-ee olum sen aş değimin”
“-len bırak hinci,
o sonurakı me(v)zu”
anam-avradım ossun içim gene “cız” etdi
saçım çekiliyomuş gibi acıdı
tüylerim tiken tiken
gel de işme hu mereti,
insan cığara işmesinde neytsin..

"vay gadersiz zavallı" dedim,
içimden
adam ömr-ü hayatında
bi tefa evlenmeye ğaksın
gele-ğede, gele-ğede
“ayaklarına ğarasular insin”
bi sürü goca(g)afalıynan nişan daksın,
kaş dene gapalıynan gelsin
yetmez toprak basdı,
olmadı deliğannılar
(işlerinde ben de varın aslında)
otopuslarını daşlasın
bi sürü cereme çeksin

gayınbobasının teklifine ğelsin
onu da zufraya ğele-ğele balık ğelsin
adama da dokdur “-balık yeme” desin
adam da kendi garnını deği de,
bu Datdirilerin izzeti nefsini düşünsün
olcak şey mi ya!


demek ki beni çaarmasının asıl hekmeti bu
“gader mahkumu”
dedikleri bu olsa gerek öyle ya..
insan feleğe gahrediyoru
emme bana ne
beter osun dinine yanayın
bizim köyde gız almayaydın..

tabi…. başka köyden, taha Türkçesi
o(ğ)lan-gız birbirini ğörmeden
dünürcüynen evlenenin
ahiri bu olcak,
bu durumu benden eyi bilen mi var
hanı Nasretdin Hoca eşşekden düşmüş de
“bara ğidi dokdur çağrın” deyeyennere
“duruuun” demiş, “-durun”
……….
“-siz bana eşşekden düşen birini bulun
eşşekden düşenin halını,
en eyi eşşekden düşen annar”
“çencere dışın gara
seniki benden gara” hesabı

ta .mına ğoyan her yerin ayrı bi ürüsümü var
bobamınan, gayınnamın arasında
çekdiğimi ben bilirin
valla-talla
gerçi bobamın derdi imanı harcağı para; da
ötekinner de gız evden çıkasıya
ne edebiliseler edecekler
işin aslı fesli birez de gökgörmediklerinden

Akdışarlı Tafik Ağaya uyuvuruyollar
durup-durup bişiy çıkartdırıyollar
yok höyleydi, olmadı böyleydi
emmisinin o(ğ)lu,
dezesini gızı
kök sökdürdüler valla-billa
nişanda dakılan
iki güçcük, bi böyük gafalı olmasa baya da
geçileri ayırcağdık

ben hinci bobama ne deyen, arkadaş
yazzık elinden bişiy gelmeyinşe
o da ha bire bana diş gıcırdadıyo
ha bire bana çımkırıyo
hat da;
benim bi gabahatım olmadığını bile-bile
“-işallah senikinner de sana etsin”
deye ilendi bile zavallı
oyusa;
“-ürüsüm yerinde galmaz,
evelallah icabeden her bişi yaparız dünür” deye
olmadı
"senin durpun böyüğü taha he(y)bede"
deye go-ya mesarif etdirtmeyen de
adamları tuncukduran da
ebi-ceddi kendi valla
netsinner yazzık ellerinden ne gelir,
emme ne benim, ne bizikinnerin bi(r) gabahatları var,
etirafdan dürtükleyenner, hömerdenner,
gaz verenner, şiirenner
gelenner, gedenner
getirenner, götürenner yetiyo zahar
anamdan emdiğim süt burnumdan geldi
“-ız galsın "düğününün de,
esfer-i safirisinin de" deyip,
çekip getceğdim hani vallahi”

ne(ti)ççe de; içimdeki yangıynan
başımı salladım
bizim teze enişde de derin bi soluğ-aldı
benikinin yanda;.. onunku zolda zıfır galı(r)
bu ğarada da zufra da
bi yandan atılıb batı(r)
öyle yaa ekmek vahtı..,
garnım ac olsa sa
işda(hı)-mişdam galmadı

valla hekimden deği(l) çekenden sor dedikleri ğibi
çekmeyen bilmez,
benim de başıma gelebili(r)di de! öyle..
çok şükür bizim çocuklardan,
böyle bi(r) irezilliği
yaşamadım!!
bereket versin,
içimden Canab-ı Allaha şükrede şükrede bi ğaldım
benim başıma ğelse neyderidim deye
yalınız ki hu kesin
ben bu adam gadar geniş,
hu adam gadar ıra(ha)t de(ği)lin, olmazdım
vesselam..
töbeler töbossun..

bi yandan da; kendi içimde harbediyon
Allahın onarcağı, olacak ya bereket versin..
Üş Barnak enişde beni buldu
ben o köyden deği(l) Üş Barnak
o tarafdan hiş kimseyi bilmeyorudum
tanımayorudum..,
değil tanımak;
has-öz esger arkadaşım bile ossa,
ne habar yollayabilirin..
ne görsem selam verebilirin,
ne çekilivarın birinin yanna..
işin aslı biziki de bek eyi bi adet değilimiş töbossun
öte sözün beri başı; Allah var hinci
doğruyu ahretde mi deyelim..
neysem; zufrada da, ola ola bi balık,
bir-iki baş acı sovan
herkeşin öğünde ikişer ekmek
bi(r) de ortada duz çıkısı, ban(a)caz
“-hadin” dediler zufraya sokulduk emme
herkeşin gözünün öğünde
gözlerinin içine baka baka
"bi(r) çuval inciri bok etme"den
bu işin işinden nası çıkcaz
ayıtla bakalım Hidat efe "bulguruyun daşını"

Nevzat balığın gılçığını ayıtlamak
maksadıynan oyalanıyo
Halil A(ğa) hemen yüksürüyo
“-hadi bakalım garayeğen”
Gayınnası olcak gedikgeme ğarı
“-siz ne bilceniz bizim burda zabah gej olu”
“-yeyorun yeyorun,
elinize sağlık valla bek gözel olmuş anne
valla "anne" deyişi bile hiş a(ğ)zına yakışmayoru
ben "gellaba" demiş bulundum
öyle geldi, öyle getti nerdeysem üş sene oldu
varısa da, yoğusa da gellaba!
anası olduğunu bilmeyodum kiyne
Datdiri garı
“-nişanlın bişirdi, zahır öyle olu”
töbe töbe; vay anasına,
anası gızından havas ağa valla,
vay oğlan bunnar dünden ırazıymış bakasan
“-ee valla öyleye; zehir de olsa yerin anne
“-va!” len bu nası iş yau, el-e kitapsızlar
len bu ne "nesebi genişlik” len."
dedim içimden

"-yook canım, yodan geldiniz,
hanı fakıt oldu, acıkmışsınızdır
“-öyle öyle, nassı olsa
gayınnamın evine ğediyorun deye
valla üş gündür bişiy yemediydim
ıçcık da sevincimden”
vay anasını beeehh!,
herifçio(ğ)lundakı dillere bak
ben deği bobalığın yanda
kendi bobamın yanda bile böyle
gaylangaş ilaf edemen,
etmen.. hu yaşdan sonura da,
edemeceenn..
kimse gusura bakmasın..
bizim ürüsümümüzde yok öyle
“lök gibi” oturduğumuz yerden gakmayız, evelallah
üsdümüze ilaf gelise
o başka
o da tek kelam;
“heye,
hıı,
hı-hımm
cık,
ı-ıh,
olmadı bobam bili” o gadak..
bu ğarada göz-göze geldik bizikinnerinen
benim vakarımdan memninner
demek ki herkeş bir olmayoru
emme yıvıdannarı da kimse beğenmeyoru
adamdan saymayoru ves-selam
bu işin sonu heş yüze gülmeyoru
emme Allah sonunu hayır etsin..

demek kiyne göresek
Halil Ağa bana bakdı o değilden
bomboz benim irenk
içimden .mına ğodumun döyüsü
beter ol i(n)şallah
adam zengin gülüşü ğüldü
“-tabi canım adamlar zabahdan beri yolda
acıkmışlardır”
“heh heh!” de narasın, ilaf ossun valla zorunan..
kimsenin gözünün içine bakamadan..
göz-göze gelmeden..

Nevzat arada bi çakdırmadan
bana ekmek verme mahanasıyınan
balık veriyoru
kendi gatıksız çomaç yeyoru
sovana dayanıyoru
valla o(ğ)lan da, nassı etdiyse
o tek eliynen bek gözel ayıklamış
çıkla et bireş duz ekeleyorun
küteleyorun
ardı-ardına..
dadından yenmeyo..

Nevzata bakıyorun,
sovanı dayanıyoru bi yandan
o mubarekde ayaz mı yemiş ne
zehir-zıkkım
çay soğanı değil ki
adamın gözlerinden ataş fışkırtdırıyoru
ha i(n)san bi fasille file ğor ocağa
n’olcak zoba yanıp duru işde
insan ağşamdan ısladıvırıp da
iki sovan doğra, bi gaşşık eğşi
içine bütün bi acıbüber atmaz mı
gaynasın yatsın
zabbaha gadak,
ağşama gadak
içinden gelecek
emme ille de göresek

ben hinci nerde bulayın ebemgarıyı
evelallah yokdan var ederdi
emme bize de zırnık koglatmazdı ayrı mesele
ani-takke donyağda soğan öldürü(r),
mercimek böree, deri peyniri,
sandıkdan bekmez
Allah ne verdiyse
"hadin buurun" deye sat dökdürü(r),
eklemeden edemezdi
“-ele ğüne ğarşı
yaddan yabandan
bi çıkağelen olu(r)
bi el öğüne çıkmak gereğir
gün bulduğun gün yenmez” deye
bir yandan zokurdanalak
ne dediğinin farkında değildi

bu ğarada ani-takke aklıma ğeldi
“-yau Ümmü Bacı afıyon, yemlik, sokarık ,
güneyik garagavık
filen yok muydu
ne de olsa enişde bilmezdir
ha! eyi olu(r)du

“-yok len ay gara gardaşım Hidat
olsa da şeytseydik eyiydi emme
n’arasın.. valla heç aklımıza ğelmedi talaşadan
olmadan gedesice, halı çıkarcaz deye,
arkamızda atlı etişşiyomuş gibi
ha iki ğün sonura çıkıvıraydı
hasbam laf mı dinneyoru
olsa ha! ekmeğ etdiydik
ha bireş de otböre(ği) ederdik,
höyle çökeleklicene,
acı(lı)cana,
iki de yımırta gıraydık
tö(o)hh!
hiç aklıma ğelse ya gudurasıca
gelinde kendi başına varıvımış gurk basdırmış
ne ğadar yımırta varısa
o(n)lmadan gedesice
i(n)san bi sorar
hincikinner adam yerine gomayoru
dediğin dedik gibi
goduğun goduk gibi olmayoru

valla bek eyi olu(r)du emme,
dün file gedivisem harmanyerine
ordan arpalığa taraf geçivisem de
bi etek gazıp gelsem olmamıydı
emme unutduk
Nemzat yavrım gusura bakma gari
“-yok yok, anne
tabii telaşe vaa
damet gelcek gaa” deyye

“-emme etdin abıla (yeğen) Halil’i gönderivin
anam birez önce getirdiydi(n)
nası olsa yumuşdur ha nolcak
alt tarafı ot deği mi bu
anam dikdi, bobam suladı mı
Alla(hı)n otu
enişdeye de nasip olcağmış demek
nasip meselemesi işdee
kimse kimsenin nasibini alıp gaşmazımış”
gapıya gözüm çaldı..

anamın güneyiği
Nevzatın imdadına bi yetişdiykine
meğerise adam daha önce
hiş güneyik file yememişimiş
gıtlıkdan çıkmış gibi bi yumuluyo
bol-derin dolduruyo
ha bire küteleyo








sonratdan deyvidi de
işin aslı hiş sevmemiş garavığı, güneyiği
“sütlenmiş acı malır gibiymiş”
emme gapbamalı;
balık yerine yerkene,
hiş öyle demeyodu
gazdavlayı , gazdavlayvırıyodu
ayıklamadan bile çomaç ediyodu otu,
basıyodu duzu
hondalayı hondalıyıvırıyodu
başga bişiyden yemeyodu
tabi hinci unuduldu

nere yemeycek zati,
gala-gala balık galıyo geriye
o da o’na yasak,
hinci oldu mu bu?
Allah var ya, haralda
“ziyafete gonacan” deye
essahdan üş gündür bişiy yememişimiş
herifçio(ğ)lu
ya da işdaha getirdi
bizim nadas Arpalığın otu..

gayınnası öğüne öğüne sürüyo
mancar gibi gızarmış Gaziri balığını
“-ha bakayın Nemzat,
bak gayının senin uçu aldı-ğeldi”
“-yau gocağarı demadın adı Nevzat, Nevzat
ayıboluyo valla yau”
“-yeyorun yeyorun, anne,
önemli değil baba

“-aman bee! ha öyle oluvusun
benim dilim dönmeyoru”
“-fark etmez anne
siz bana iki ekmek daa utaşdırın hele
valla ömrü hayatımda
bu ğadak acıkmadıydım”
meğerisem derdi-ğünü
“önü boş gamlasın
doslar alışverişde görsün”ümüş






de! deycen ben ha bire
“valla ben olsam,
gakınca ğederdim” deye
kendi içimde verip-alıp harbediyon
ben ekme(ği) mi yedim,
ekmek beni mi bilemeyon
benim gayınnaynan,
gayınpeder de höyle annacımdalar
bizinki gelmediydi eyi kine
dereden-depeden gonuşuyollar
kel alaka
ha bire

Halil Ağanın; benden,
benim gayınpederden başga
bildiği yok ku
dağarcığı da o ğadak zati,
tabi gakıp dutup da
“Hidat aslında bizim gızı isdeyodu da
vermedik,
eyi ki vermemişiyiz,
verseydik bak
hinci tanışmaycaktık mı” deycek

der mi der deye bi de
ıldırım fızıynan gelip-geçiyo aklımdan
valla hinci “hızmatı kel etcez”
zati garnım da gazlanıp duru
o da bek oradan daş galdırmamağ uçu haralda
abidik-gubidik,
olur-olmaz şeyden bahsediyoru

neyimiş de; güçcü(ğü)kene
“ben gocağarı alcan,
iki ğün sonura ölü(r)
tarlaları bana galır”
..
“dokdur olcan,
gızlara inne vurcan” derimişiyin de
vırt-vızırık, ebes, ebes şeyler
beter ol,
.mına ğodumun döyüsü

derkene benim bobalığa
“-len valla eyikine ğetmediniz
değilise bizim gayının çocuklarını çağırcağdık
ha onnar ha siz,
nası olsa bu zufra atıldı
demekkiyne size nasip olcağmışımış
kimsenin nasibi,
kimseye nasip olmazımış”
deme(z) mi
efe valla Nevzat’ın bonkör-bonkör
ikram ettiği kılçıksız balık
boğazıma dıkıldı ileri ğetmeyo,
su file işdim emme narasın
ömüğüme
daş gibi oturdu ğaldı,
yumruklayıp file ederken ba(ğ)rımı
gözlerim file çelerdi töbossun
“-getmen”
deye yemin file de etmedim emme
Allahın işi,
orasını bilemecen

yalınız kiyne
ben Nevzata acıyodum
“gadersiz” deye
hu düşdüğümüz hala bak gari
gızardım-bozardım
“yau ben gelmece(ği)dim
ulen valla hu bobam
yarından tezi yok evi ayıracan
n’olusa ossun”

“ele avradını, dinini imanını ….. döyüsü,
gelmeselerimiş,
gayınının çocuklarını
çağıracağımışımış da
bilmen neyimiş,
ne demek len bu hinci
sankı gıtlıkda mı galdıydık
ele .mına godumun döyüsü ele

len eyi ki bu adamın gızını almamışıyın,
her gün kesin böyle bi dangalaklık ederdi
bi de çoluk çocuğa garışınca
bunun çoluk-çocuğu bundan farklı mı olcak
"eşşe daşşandan anlar"dı, anladırdı..
ağzından bal damlaycak değil ya

Ya Rebbim sana bi(r) deği bin kere şükür olsun,
Töbe estağfirullah töbe,
Ala(hı)m günah yazma,
Allah senden bi(r) deği
bin kere ırazı olsun Halil Emmi
eyi ki gızını bana vermemişsin,
dutduğun altın olsun
ebeceğzimin;
"olan işden bi(r),
olmayan işde bin hayır um" dediği
işdahacık bu!

Allah ırazı osun Halil Emmi hu ettiğin uçu da
benden yannı halal-hoş ossun
Gedikgemenin gızını alsan o da anası ğibi
beceriksizin teki olu(r) nası olsa,
iki el öğüne çıkamazdım valla”
……………
biğün depesine bi vuru insan
çık işin içinden nası çıkarsan
gari benim ki…..
baya ra(h)fan canııımm
essahdan garı”

de! şükrede, şükrede bi galdım,
içimi ferahlık gapladı ki
eve gelikene, içim-içime sığmayodu
Canab-ı Allah sevindireceğ oldu muydu gulunu
"önce eşeğini gaybetdiririmiş" ya hani
işdecik öyle
varı-varmaz, sarılcan ayileme
decen ki "Allah senden ırazı ossun"
neye derse.. ne bileyin ben..

o da hinci “-eskinkini gördün geldin de
bana mı sarılıyon” der mi der
garı milleti bu..
derse-desin anasına satayın sarılacan
sım-sıkı.. anam varısa da mı
gayınnam varısa da
vay anası yau
o zamannar nerdeyse alıp-gaşcağdık,
az habar getirmedi, dezem,
dezeme, ona-buna file ganıvısam
………..
cık cık cık
gene de Allahın sevgili guluymuşuyun
çok şükür, bin şükür……..

o fakıtlar gebertsem filen etsem var ya!
sineğ öldürmüş gadak gelmeceğdi gözüme
Halil Emmi! ne eyi etmiş de
gızını vermemişsin bana

gerçi gızına ne deyen ben
zavallı, hiş oralar da esmedi
valla benden de eyi birine vardı
emme bir-iki barna(ğı) yok
varsın ossun
mühüm olan i(n)sannık
Allah gönlünün muradını versin gari ömür boyu
dünya-ahret bacım osun!
Gara Durdu”





DİPNOT
teklif: ziyafete davet, (“-yemeğe buyurun”)
öğü : önü, öncesi
düğün öğü: düğün arefesinde
sarmak-gürmek: sarmaş dolaş, sevinçle sarılmak, ayrılamamak, sarılmanın uzun sürmesi anlamaında,
kupay/kopay: kuşçu av köpeği, zağar
Kaşıkara işi: Kaşıkara o civardaki yerleşim yeri olmasına rağmen, “Kaşıkara işi” ile daha çok, gizlice yapılan kız isteme, ağız yoklama, niyet öğrenme işleri kasdedilir olmuştur
Hacıana: özellikle kız ve oğlan ile dünürler arasında arabulucu, haber getirip götüren kişi
önayak olmak: fikir uyandırmak,tercih etmesini sağlamak, teşvik etmek
me / meh : al, buyur, nah, işte
barnak : parmak
Üşbarnak : üçparmak

doğru-dürüst, tam anlamıyla
ağız eğmemek: hor görmek
nene(ye)yece(ksi)n: ne yapacaksın, sana ne, seni ilgilendirmez, kahyası olma, karışman gereksiz
nutgu / nutgu : nutuğu
nutuk: söyley, konuşma, hitap, seslenme
nutgu tutulmak: konuşamamak, seslenememek, konuşamamak
mühlet: mütdet, süre
mükellef : her şeye vakıf, adam yerine koyulma, köyün ortak giderlerine katılma yükümlülüğü
üst-baş: giyecekler
isgelen / iskelen : peleseng, soğan tohumu önce iskelen (arpacık) olur, ertesi yıl soğanlaşır
bizim çocuklar : çorbacı, eşim, hanımım, karım anlamında kullanılmaktadır
köpek ayağına su dökmüş gadar gelmemek: taktir edilmemek, yapılanların unutulması, vefasızlık
kiyası olmak: kahyası olmak, ona ne ise, onu neden ilgilendiriyorsa anlamında
ifrit olmak: nefret etmek, huysuzlanmak anlamında
meshebi geniş olmak: rahat, namus meselelerinde yeterince duyarlı olmayan, başlalarının ne deyip demeyeceğine aldırmayan
Gucuk / kucuk : kucak, kucaklamak, severek sarmalayarak kucağa bastırmak
tostos: tos vuracakmış gibi soğuk bakışlı, domuşuk, somurtkan asık suratlı, asosyal
kara damak: asık yüzlü, bir şey beğenmeyen, olur olmaza konuşmayan, asabi tip
dürmek: etrafını sarmak, sarmalamak
kütelemek: nereye nasıl düşeceğine, çarpacağına aldırmadan, fırlatarak atmak
kadersiz: talihsiz, şansız, kara talihli
oğlan-gız birbirini görmeden : görücü usulünü kasdediyor
ürüsüm: kuşaktan kuşağa geçen adet, alışkanlık, an’ane,
zufra: sufra, sofra, yemek yenilen eşya
"ekmek"ten kasıt yemektir.. yemek aş olarak ifade edilir.
ayıtlamak: ayıklamak, seçmek
gedikgeme: bazı dişleri eksik,
bakasın: görünen bu
gaylangaş : gevşek, cıvık, laubali, şımarık, edepsiz, düzensiz, güvensız, kararsız
yapılar için; düzensiz, intizamsız,
yıvıtmak: cıvıklık, cıvıtmak,
eğşi / ekşi : salça
sokarık: baharlı nadaslı tarlalarda büyüyünce çekme olacak olan yemlik, sokarık, (karavık) karakavık ve güneyik hem ekmek arasında dürüm yapılarak yenilir ayrıca börekleride lezizdir.
güneyik: hindiba
malır : marul
kazdavlamak: atak bir şekilde daha geniş bir yay çizerek kavranmak,
honda/handa: sap yığını
hondalamak: tutamı oldukça büyük tutmak, mümkün olduğunda daha hızlı, seri ve çok ekin yolunmuş olur.
dıkılmak / tıkılmak : takılmak, ne ileri ne geri gitmeyecek şekilde sıkışmak



Resim için Sn Mustafa ÜNAL’a teşekkürler

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (7)

5.0

100% (7)

Tırtar / teklif Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Tırtar / teklif şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Tırtar / Teklif şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Deniz Yaman
Deniz Yaman, @deniz-yaman
29.10.2015 19:56:33
5 puan verdi
Gerçekten çok ciddi bir emeğin ürünü bu şiirler.Düne,memlekete ve şiire saygı akıyor.Ne diyebilirim kolay gele...
Saygılarımla...
arzuarzuca
arzuarzuca, @arzuarzuca
28.10.2015 15:00:25
oku oku bitmedi ama çok begendim...tebrik ederim.
VAZO
VAZO, @vazo
28.10.2015 12:23:01
5 puan verdi
mühüm olan i(n)sannık
Allah gönlünün muradını versin gari ömür boyu

Görücü usulü ile evlenen kesim, genellikle ata erkil ailelerde daha fazla. Bu kesimde de erkek ne derse o oluyor, baba veya koca fark etmiyor yani.Mutlular mı.? Belki mutsuzlar, belki de mutlu, bunu bilemeyiz.. Çünkü duyguların dışa vurumu da pek net olmuyor bu kesimde. Kader deniyor, çocuklarım var deniyor, elalemin iyisinden benim kötüm iyidir deniyor,kır dizini otur - töre-el alem ne der görüşleri hakim. Kadın için de erkek için de töre-el alem baskısı oldukça fazla. Eşini kendi seçen kesim ise, daha özgür yetişmiş, daha farklı dünya görüşü olan kesim.
Görücü usulü evliliklerin altında örf adet, gelenek görenek yatmaktadır. Ve bu tip evliliklerin bir çoğunda ise boşanma söz konusu olmaz,doğru karşılanmaz. Dolayısı ile iki insan birbirini sevmese de anlaşamasa da bu evliliği yürütmek durumundadır. Yani baktığımızda isteklerin değil zorunlulukların getirdiği bir evlenme biçimine dönüşür. Tabi istisna durumlarda olabilir. Görücü usulü başlamış fakat ardında güzel bir uyum yakalanmıştır. Bu bir nevi şansa bırakılmış bir evlilik türüdür bana göre.Görücü usulü evlilik tamamen şansa kalmış bir evlilik şeklidir ve bundan öteye geçemez. Oysa ki;anlaşarak evlilik de insanlara tanıma şansı verilmekte, kendi düşünceleri ile bu beraberliği yürütüp yürütmeme kararının bireyin tamamen kendi iradesinin kontrolünde olup kendi tercihini yapma hakkına sahip olmaktadır.İnsanlar birbirlerini tanıyıp kabullendikten sonra evlilik kararı almalılar.Görücü usulü evliliği onayan biri değilim. Günümüzde ki evliliklere bakarsak hala görücü usulü damgasını taşıyan adetlerimiz var. Her ne kadar eşimizi kendimiz seçsek de gene, kız istemeye gidilir ve büyüklerin rızaları alınır.Yöresel şivenizle emek verilmiş öyküsel şiirinize tebrikler üstad.Saygıyla.
Kederli
Kederli, @kederli
27.10.2015 19:44:42
aağşam olanaça okıye okıye dadını çıkarddım ya... şinci yemaağ eyi yerim bu kenne....
Saygılar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL