0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
602
Okunma
şimdi gözlerin pencerem
geceden yansıyan ışığın ilerisi
veya bir ağacın gölgesiyle karışmış
eski unutkanlığım
dolaşıp dururuz karşı kıyıda
sıcak günlerin rehaveti kum mutluluğu
ve taşlar gülümsüyordu rahatlık verirken
bütün sesleri yerli yerine koyup
huzur içinde uyumak için
inanmayı bekliyordum yalanlarına
bütün gece böyle geçti
soğuk ateşler altında denizi sayıklayan hurafelerim
varlığın mı
geçek üstü sensizliğim
kim olduğunu bilmeden katmak seni sonsuza
gezegenlerin hisleri ve yıldızlar
oval taşların beyaz sırtında
tanrı var demekten başka huzur yok
dalgalar sessizce sürdü
ok yemiş kanatlarını avuturken yavru
düştüğü yerde beyaza batan
bütün aydınlıkları çok seviyordum
öpülerek ölmenin göz yaşları
artık bana söylediğiniz her şeyden haberim var
kokulu karlı bir yalnızlığın kuyusu
ve ölüme meraklı sardunyalar.