Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
İbrahim Çelikli.
İbrahim Çelikli.

Orta Okul Anıları / Kopya

Yorum

Orta Okul Anıları / Kopya

( 12 kişi )

8

Yorum

16

Beğeni

5,0

Puan

2031

Okunma

Orta Okul Anıları / Kopya

Orta Okul Anıları / Kopya

.


ama öğleyin, ama akşam eve kapağı attığımda
ayakkabımı çıkarmaya imtina ederdim
geceleri süzülüp bir köşede serili yer yatağıma
soğuk-nemli yorganı üzerime çekerdim

bağrımın altına tümsek olsun diye yastık alırdım
uykum gelene kadar öylece ders çalışırdım
ışığın düğmesi pamuk ipliğiyle kasılı
bir ucundan çekerek söndürürdüm ışığı

olur ya uyuyakalmışsam, ışığı açık unutup
parmak kaldırmışımdır derste, elimi havada tutup
rüyamda bile ders çalışmışımdır
sağ elim üşüdüğünden uyanmışımdır.




avludaki çeşmenin musluğunu açıp,
yüzüme su çarpmışımdır,
yorganı sırtıma çekip sabaha kadar
haftalık ders proğramının
o gününe çalışmışımdır
işlenecek konular, ev ödevlerim
Kuyucaklı Hasan’dan öğrenmiş, yazılı notlarımı
Tokmacıklı Durmuş (Arıduru) abi
“-ule ufaklık o(ğ)lum, senin ders çalışdığını filen görmedim
matematikten dokuz almışsın essah mı len” dedi

akşam erken yatıp, uykumu aldığımı
sabah da çok erken kalkarak hazırlandığımı,
bunun semerelerini uzun-uzun anlattım tabi
aslında pek anlamadı anlattıklarımı kendisi

kendince kurtarmak için durumu
dudaklarını büzüp
“-braou valla, bu yaşdan sonra,
daha neler ö(ğ)rencez,
bi yaşıma daha girdim yau
madem öyle yarın felsefeden yazılı olcez,
kalktığında beni de uyandır” dedi
kendime görev edindim bunu,

akşam eve geldiğimde Durmuş abiden
teşekkür beklerken
o oldukça hiddetliydi,
dersi baştan-sona iki defa tekrarlamasına rağmen,
sabah olmamış,
sonrada uyuyakalmış,
yazılıyı kaçırmış,

“-önemli olan o dersi öğrenmiş olman,
notu her zaman alırsın” deyince pişkin-pişkin
naçar kafasını iki yana salladı bu sefer
“-alışmadık gıçda don durmaz deye
boşuna dememişler” dedi



Yalvaç’ın yukarısında
bir masa gibi düz, bir tepecik Hıdırlık
tırmanmak gerek yukarıya
bir tablo gibi çamlık
Hıdırlıktan bakıldığında
Akköprü yeşilliğini
kiremit fabrikasının bacası gölgelemekte
siyah bir “Taş Kiremit Fb” yazılı beyaz zeminde
“-bu Fb ne demek” diye sorunca Hidayete
Hidayet bildik bildik
“-Fenerbahçe” demiş abilere

kiremit fabrikasında 10-15 yaşlarında çocuklar
güçlerinin çok üstünde çalışır iş üretirlerdi
olur-olmaz türküler söyler şakalaşırlar
20-30 lira arasında haftalık alırlar
ve bütün paralarını o gün cığaraya
ve sinemaya verirlerdi
tane ile sigara alır, gazoz içerlerdi
pirlide kaybederlerdi
bobalarından nasıl moturlu çaldıklarını
böbürlene-böbürlene anlatırlardı
matah bir iş yapmışlar gibi

o civardaki öğrencilerin hepsinde
kartpostal, pul bir de kibrit kutusu koleksiyonu
elişi dersinde yaptıkları albümlerinde
en çok fenerli futbolcuların resimleri olurdu

beklemeli talebelerin, izmaritli kapı arkaları
duvara, tavana çivi ile asılı pazar filesinde erzağı
öylesine bir tarafa fırlatılmış olurdu kitapları
duvarları Yıldız, Ses ya da Pazar Dergilerinin
orta sayfalarıyla kaplı,
göğüs uçları, apış araları siyah yıldız
kimine göre (Feri Cansel bir başka)ydı
kalan yerlere çakılmış paslı çiviler
ütüsüz elbise askısı

ve onlar,
en çok kendisini beklemeye bırakan
hocadan bahsederlerdi
sonu küfürle biten, “nasıl kaldığı”nın,
kahramanlık hikayesini efsaneleştirirlerdi
sınıfını geçenlerin,
uzun uzun nasıl kopya çektiklerini
kimleri araya koyarak, sınıfı nasıl geçtiklerini
anlata anlata bitiremezlerdi

“-okulun son günleriydi kara suratlı garı
çocuklar geldi-ğeşdi benden kopya çekeniniz var mı” "
deye sordu, kimde o cesaret vardı
pısırık muzafer
“-ben çekdim hocam” demez mi
demez olaydı

hocanım hayret içinde
gözleri pertlek, pertlek faldaşı ğibi
“-Allah Allah!
kaç aldın peki” dedi
………
“-ben senin benden bırak altıyı, hiç beş aldığını
hatırlamayorum ki, yıllar ğeldi-ğeşdi
ikmale galmadan
kurula uğramadan
geşmedin ki sınıfını”

pısırık harp gazanmış general ğibi
“-olsuuun!” dedi
boynunu eğdi
“-bir ğünnük de ossa beylik, beyliğimiş”
dedikleri ğibi
muzaferin zaferi de bi gopyeliğimiş”




kimileri; uzun uzun nasıl kopya çektiklerini
ve yakalanmadığını, efsaneleştirirlerdi
yakalananların, yalvarmalarını, hatta ağlamalarını
kimilerinin, nasıl torpil yaptıklarını
kimilerinin analarını-babalarını,
öğretmenleri tanıyanları,
öğretmenin evine
nasıl yumurta, yoğurt yollandığını anlatırlardı
sonunda sözü döndürüp-dolaştırıp,
kendilerine getirir konuyu
derin bir iç çekişten sonra
“-gopye-mopye bilmen arkıdeş,
hemi zengin çocuğu de(ği)liz,
hemi de yeyicilere anafur vermeyi beceremeyoz kiyne
iltimas yüzü görelim” diye hayıflanırlardı

Körkülerden bir Mehmet Sakallı vardı
bir de arkadaşı, soyadı Zartıllı
herkesle ilgilenir, hal-hatır sorarlardı
başka bir ikiliden biriydi Halloş
ve çantası ufak-tefek,
Fatih Sultan Mehmet Han Usta
herkese göre de oldukça nahoş
kimse akıl erdiremezdi
bunca yıl “beklemeli” olmalarına
hiç ayrılmamalarına
hatta; yıllarca ne konuştuklarına
birbirlerinin ağzına baka-baka



bu arada efsaneleşmiş, öğretmen hikayeleri
kendilerinin olmasa bile,
başka hikayeleri anlatırdı birileri
sinema ve cumartesi gecelerinde

Kumdanlıdan, Gelendosttan talebeler
hafta sonraları sinemaya gelirler
misafir olurlar talebe evlerine
sabaha kadar
gırgır-şamata-eğlence
ya öğretmenler, ya yeni sevdalar
ya da fingirdek kızlar üstüne

ev sahipleri eder edemez
“-gürültü etmen, yatın gari” diye uyarırlar
tabii işin ucunda elektirik parası var
ya elektrik parası dahil kiralarlar
ya da “-elektrik parası ortak” diye pazarlık yaparlar
“o’nun on lambası, talebenin bir” anlamazlar
ama biraz geç yatarsan rahatsız olurlar

böyle cumartesilerden birinde, bizim evde
uzaktan yakından on kadar bizim köylü talebe
muhabbetler elbette öğretmenler üstüne
bin şükürler ettik Yalvaç’taki öğretmenlere

















DİPNOT:

çekinme, sakınma
tümsek: yükseklik, tepecik
essah: doğru, gerçek, hakikat
ip düğümlenerek örülmüş pazar çantası
anafor: rüşvet
iltimas: kayırılma, arka çıkılma, kollanma



şanslı öğrenci kiralık odalarından birinin penceresi

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (12)

5.0

100% (12)

Orta okul anıları / kopya Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Orta okul anıları / kopya şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Orta Okul Anıları / Kopya şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
KaanBerat
KaanBerat, @kaanberat
30.9.2015 16:45:24
5 puan verdi
yazan kaleminize ve yüreğinize sağlık
Işık  Mehmetali
Işık Mehmetali, @isikmehmetali
29.9.2015 20:04:39
Orta okulda çok kopya çektim ama lisede yatılı okuduğumuz için etütler yetiyordu zaten sınıf mevcudu 20 kişi olduğu için kopya çekemezdik............. teşekkürler hocam
Kalemin susmasın
............................Saygılar
mehmetmacit
mehmetmacit, @mehmetmacit
29.9.2015 18:34:10
5 puan verdi
köyden gelerek evlerde yatılı okuyan öğrencilerin yaşadıkları o tarifsiz anılar dile gelmiş bu eserde.
kalemine sağlık üstadım okuttu yine beğeni ile...
VAZO
VAZO, @vazo
29.9.2015 18:10:32
5 puan verdi
“-okulun son günleriydi kara suratlı garı
“çocuklar geldi-ğeşdi benden kopya çekeniniz var mı” "
deye sordu, kimde o cesaret vardı
pısırık muzafer
“-ben çekdim hocam” demez mi
demez olaydı

Sadece kopya çekerek bir sınavdan geçer not almak her zaman pek mümkün değildir.
Küçük kağıtlara yazılan kopyalarla,usta değilseniz yakalanma riskiniz çok yüksektir.
Çok usta olsanız dahi yinede yakalana bilirsiniz. Birçok öğretmen kopya çeken öğrencileri
sanılanın aksine çok kolaylıkla görür. Genelde onları sınıfta rencide etmemek için bunu
sınav esnasında söylemeye bilirler.Öğretmenler,mutlaka öğrencilerden daha tecrübelidir .
Çünkü,onlarda öğrencilik yaşamıstırlar. Kağıda kopya yazan öğrenciler kopya kâğıtlarını
sınav kâğıdının altına koyar ve fırsatını buldukça bu kâğıtlara göz atarak kopya çekenler bu
yöntemi kullanmadan önce iki kere düşünmeleri gerekir,sözlü sınavlarda ne yapacaklarını.
Yakın arkadaşınızda olsa yarın öbür gün hakkınızda “kopyacı”, “işte o ancak kopya çekerek
geçiyor” diye konuşabilirler.Son zamanlarda teknoloji bir hayli gelişti. Gelişen bu teknolojiyi kopya çekmekte kullanan öğrenciler var.Kopya
çekme yöntemleri ile üniversiteden
rahatlıkla mezun olmuş olanlarda var.En sağlam yöntem ise derslere iyi çalışmaktır.Yaşanmışlıktan kalan anılarınızı anlattığınız şiirinize tebrikler,verdiğiniz emeğe teşekkürler üstad.Budur
herhalde şiirin fon resmi ile zamanın acımasız çarkında hala
cap canlı yaşandığı anıların hatırlanışının resmedildiği.Saygıyla.

VAZO tarafından 9/29/2015 7:11:11 PM zamanında düzenlenmiştir.
BİR GARİP ZEYNEP
BİR GARİP ZEYNEP, @birgaripzeynep
29.9.2015 17:13:00
5 puan verdi
evet evet o yıllara gittim geldim teşekkür ederim yazan kaleminiz ve kelamınız dinmesin derim.
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu, @ozan-ihlasi-bekir-akbulut
29.9.2015 16:48:04
5 puan verdi
güzeldi anılar tebrikler ben çekeni görmedim ben de çekmedim bir şey diyemem tebrikler
İbrahim Çelikli.
İbrahim Çelikli., @ibrahimcelikli-
29.9.2015 16:12:56
sıranın üstüne, eline hatta kızların bacaklarına da not alması çalışmaktır..

kopya yapmakdan caydığı için buralara gelmiş olabilir..

yukarıda zikredilen hususları üniversitede yaşadım ve yakalanacaklar diye ruhum sıkıştı.. soluğum taştı onların umurlarında bile değildi..

lisenin kopya çekmeyi öğretmesi gerektiğine inandım..

geç kaldık çok şeye ya..
biri de kopya

teşekkürler
saygılar..


benim aklıma gelende.. tıpta okuyan bahattin (çorumlu)
.... herüfü nerden çakozlamışsa çakozlamış
bahattin elindekileri ver dedi..

günkerce gelene geçene anlattı.. anlattıkça sövdü
Celil ÇINKIR
Celil ÇINKIR, @celilcinkir
29.9.2015 16:06:51
5 puan verdi
Ne zaman kopya kelimesini duysam aklıma Mehmet Han Yüksel gelir.
Ortaokul 1. sınıfta sıra arkadaşım.
Türkçe dersinden yazılıdayız.
Öğretmen soruları sordu ve sınav başladı.
Mehmet Han Yüksel ile en arka sırada oturuyorduk.
Bir ara baktım sıradan kitap kucağa indi ve oradan bilgiler akıyor kağıda.
Gayri ihtiyari hocam dedim.
"Arkadaş kopya çekiyor."
Hayatımda ben o kadar dayak yiyen bir öğrenci görmedim.
Sonra biz Mehmet Han Yüksel ile tam iki yıl konuşmadık.
Yaptığım yanlış mıydı doğru muydu bilmiyorum ama ömrüm boyunca yalancı ve hırsızları hiç affetmedim.
Mehmet Han Yüksel'e selam ediyorum.
O şimdi Kadirli İlçesi Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı.

Size de selamların en hasını yolluyorum hocam.
Emeğinize ve yüreğinize sağlık.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL