23
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
2667
Okunma

Hüznün kalbime şavkıyor
Aşk yanığım
Yine bana ağlıyorsun
Kâinat öfkeli dudağının kenarında
Sabrını tutuştururken basiret
Az beni gülebilir misin?
Sen ne zaman ağlasan
Şehrime yağmurlar düşer bilirsin
O yüzden boyundan büyük gülüşlerim var
Sürre al korkularımdan beklenmeyen sorgularım
Ve sana dair şekil alan cevaplarım…
Önsezi ve basiret dedik
Ateşe ahkâm kestik
Kalbini seçiyorum
Tanrılara ihaneti seçtiğim gibi
Kül ve duman uğruna
Ateşten geçiyor gölgeler
Ve parçaları dağılıyor hadsizliğin
Bütün kâinat beni bu çaresizliğimden tanır şimdi
Hayalcinin Kafdağı
Şimdi oturup hangisine yanalım
Tavırlar düşüyor sabıkalı avuçlarımdan
Hadi uzanıp meş’alenin ucundan yakalım
Ciğerimden çekilirken can!
Yada sen uyut beni zirvelerde
Gözleri kapalıyken tanrıların
Belki bir masal anlatırsın
İçinde kocaman yangınlar olan
Ateş çalanın sevgilisi falan filan
Ciğeri kartallara yem olmak olsa sonu
Neyse bedeli ödedim. Kalbimde ateşi unutan
Gün dönümüm,
Ben her gün dünüm
Yaşaman için kaç kez öldüm
Sürsene beni kalbinden içeri
Az kafeslen nefesimde
Ki benim ne haddime ateşi tanrılardan çalmak
Lakin sana giden tüm yollar
Her gün ölmekten geçiyordu ancak
5.0
100% (28)