13
Yorum
38
Beğeni
4,9
Puan
2128
Okunma

tut nefesini ...
seslerin yankısı
bir sonraki şiirin adı
ve küflü bir pencereden
Cemal Süreyya”yı dinlemek sabahı
su veriyorum gözlerime
dağınık saçlarım ellerimde
küçük bir çocuğun gözlerini okşarken
buluyorum kendimi
yalnızlığın koylarında…
özledim
hangi dilde
hangi lehçede
söylenirse söylensin
yakıyor ciğerimi hasretin
yıldızlara düştü gözlerin
göremedim
evrenin derinliklerinden
toplayıp özlemini
hüznünle güzelleşip
efkarınla ölmeyi
dönüp dolaşıp yine sana gelmeyi
özledim...
nasıl bir sevdadır bilemedim
ben kaçtım soluk soluğa
sen kovaladın
yakama yapışıp
saçlarımdan tuttun
yine yüzümü aya döndürdün
koştum
karanlıktı
kalabalıklara değdi sesim
annemi dinledim
babam yine Selimiye”nin minarelerinde
oruç bozuyoruz zeytinle
yeminler ediyorum
Meriç suyu üzerine
avaz avaz sana bürünüyor
yine sana soyunuyorum
azat et beni anne
kanatlarım kırıldı bu şehirde…
büyüdüm ben anne
o çok sevdiğin duvar kağıtlarını
boyamıyorum artık pembeye
her rengin
bir sesi varmış
ses ver bana anne…
önceleri
bir masal kahramanıydın sen
maviyi çok seven
hiç bilmediğim mevsimleri
getirip bıraktın kapıma
su verdin
pencere önü yalnızlığıma
ve yeşerdi saksıda çiçekler
koparmaya kıyamadığım kelimeler
döküldüler birer birer
rüzgarı arkasına alıp yürüyen
artan ve kalan
ne varsa fırtınadan
sır
giz
büyü
hepsi bunun içinde
ve içim hep sana dönük
bu mevsimde…
şimdilerde
hasretinle sevişiyorum
haliç"in eteğinde…
ne oldu gözlerim sana
yine rimellerin akmış
yeşillerin gölgelenmiş
yaz bitmiş
masal bitmemiş
karanlığın esaretinde…
şimdi
bırak sesimi
sessizliğim…
5.0
93% (26)
4.0
7% (2)