2
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
1057
Okunma

en son yıldızların yasaklandığı bir kentte gördüm
göğün apar topar tutuklanarak siyahlara boyandığını
..
çivi kelimelerle duvarlara şiir çakan şairler
içi yırtık yaşamlar
lisansız yalnızlıklar
yolculuk artığı sancılar
ve ölü macera dolu valizleriyle
kendi göğüs kafeslerine atıldılar
hoşçakal kadar ağır
rüzgar kadar hafifti dramatik kasılması hayatın
bir çocuğun uykusunda ölür mü hiç kuşlar
ölüyordu hepsi
öldürülüyordu hep
hep yeni baştan
ki
köşe başlarında ağlak duran tabelalarda
silik ve paslı duran isimlerin
ikametlere batmasıydı sahipsizlik
sahipsizdi ruhu dar koridorlu olan insan
ve gözlerindeki balkonda asılıydı keder
susmuş bir zamana ayak uydurması herşeyin
herşey içinde umman mevsimler tasviri
kıyamet senaryolu ah satan hayalet çığlığı işte
işte hep sessizce içine çekilmiş bir kent
saçlarından dökülen birer figüran aşıktı geriye kalan..
uyudunuz mu.?
bölücüdür şimdi rüyalar
pencere buğusuna çizilmiş uzak ihtimaller
kapısı açık tütün paketi
küllüğe dağılmış gri benzetmesiyle hayaller
ağlama seanslarında
bir parça özlemi yakmak acısı çok sevdayla
beter
çok beter yaraların kabukları adına
hüzün adına
yaşamak adına
Tanrı adına
ve resmiyetsiz caddelerin gümüş ışıklarıyla
beter
yine sefil, kirlenmiş, berduş hatırlamak insan adına
sanki bütün merhabaları kurşuna dizmiştir vedalar
sanki bütün güzel sözcükler anlamını yitirmiştir
sanki bütün bilinen, bilinmeyen
ve bilinmesi gereken
ve bilinmemeli bir kavram telaşıdır hayat
bir suçun ardında kendin olan bir ihbardır
gerçek olduğunu sandığın aslında yalan olan
ve
bu da benim suç duyurumdur
darmadağın kederler kentini ben öldürdüm..