4
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
1676
Okunma

paslı şiirler
gözlerindeki gemilerle geçiyor geceden
...
saatlere yıkılmış zamanla irkildiğim
kapımın eşiğinde arandığım birşeydi sevdan
bilemezdin ki
özlemine sarılıp duvarlara karşı durmalarımı
başım masanın dağınık cenderesinde
bütün yaralarımdan kabuklarımı kaldırışımı
nasıl uykular kırmışım
nasıl bedbaht olmuş seyrime düşen uzakların
bilemezdin ki
pencereden sarkan ayın ellerine dokundum bazen
bazende kaldırımların ahşap eskiliğinde
öldü adımlarım
yüzyıllık bir yalnızlıktı sana yazdığım lal notlar
üzerime devrilmiş yarım öykülü şairlerdi gece
ve
göğsümün kafesinde rehin tuttuğum
yolculukla gelirdim sana
gelirdim
üstüm başım kirli çocuklar
tutanaksız acıların boy verdiği kentlerden geçerdim
binlerce yıl öncesinden dokunurdum saçlarına
bileklerime düşerdi intihar arzularım
gözlerim kapalı
dudaklarındaki kuş şarkılarından öperdim
uyurdum avuçlarında
sen duymazdın
yanağında kelebekler şehri
günaydınlar toplayıp renklerinden
baş ucuna koyar giderdim
hep sende var olmaya ant bir kavgaydı aşk
sonunda parmak uçlarındaki çiçeklerle barışan
sevdanın arka balkonundan görünen hayaline
tütün dumanları astığım vakittir şimdi
duyumsadığım senli bütün ihtimallerle
şu kentin sessizliğinde dinliyorum sesini
...
sadece bir hüzündü gözle görememek seni
ağır bir hüzündü..