Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Oğuz Can Hayali
Oğuz Can Hayali

HAYDARPAŞAGAR OTELİ (9)

Yorum

HAYDARPAŞAGAR OTELİ (9)

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1383

Okunma

HAYDARPAŞAGAR OTELİ (9)


Birinci Bölüm;
BASAMAKTAKİ HEYKEL

Burası
şirin Martıları,
dost Dalgaları,
Dalgakıranı,
yeşil Yosun Sakallı yaşlı Dubaları,
isli-pisli yağlı Halat bağlı Döküm Babaları,
Gişesi,
Rıhtımı,
ve
Büfesi
ile
Haydarpaşa İskelesi.

Yer, eskilerin Haydarpaşa Garı,
Bugünün İstanbul Kültür ve Sanayi Fuarı,
Üçüncü Kat, Birinci Bölüm.
Konu; El Sanatları.

Birinci Şiir;
BİR HEYKEL, İKİ MARTI, ÜÇ ŞAİR

Düz, yalın ve bilge
üç Merdiven üstünde
bir Bronz Heykel.
Kalın, uzun, kışlık Mahpushane Abasını sermiş altına,
çapraz Ayaklarını Denize doğru uzatmış
hafif yana yatmış
oturuyor.

Bir Eli
ütüsüz-kırışık Keten Pantolonunun Dizinde,
öbürünün Dirseği
yanda duran Mermer Sandığın üstünde,
Elinde
Ucu Süngü gibi sivri Tunçtan Kalemi ile...
Hayır yazmıyor!
Neden mi?
Yazsaydı Kağıda değerdi Kalemi!

Tunç Heykelin
Dirsek altı Kağıt Rülo,
-Mermer oda-
sığmıyor Kağıda,
salarak kendini aşşağıya,
Basamak-Basamak basarak Merdivenleri,
dalgalı bir Örtü gibi
kayıyor İskele Meydanına.

Bu Adam
Bıçak gibi Ağzını açmadan
tutuyor Elinde
Demir, Bakır, Kalay, Kurşun karışımı Tunçtan Kalemi.
Öne eğimli Boynu uzamış dim-dik ileri,
kıpırtısız, kararlı, mağrur ve derin Gözleriyle
ne bakıyor Kağıda
nede Kalabalığa.

İki Martı
-Tunçtan değil, canlı-
Biri kıvırcık Saçları üzerinde Heykelin,
diğerinin Boyu Heykelin Kulağına değin,
ilkin Fısıldıyor, birşeyler söylüyor,
sonra Başını öne eğip, Kanat çırpıp gülüyor
-yada bana öyle geliyor-

Heykel Mağrur,
Heykel ciddi,
Heykel Tunçtan,
Heykel Taş gibi suskun duruyor.
Heykel, Heykel olmanın,
bu Merdivenlerde oturmanın
Sorumluluğunu duyuyor.

Diğer Martı
-Heykelin Kıvırcık Saçları üstünde duran-
açtı gergin Kanatlarını çırnpmadan,
kayıp-kondu diğer Omuzuna bu Sorumluluğun.

Her Otu yemesini gayet iyi bilen ben,
Martıca’dan hiç anlamam ama,
Zannımca;
"Haydarpaşa Garında..."()
diye başlayan bir Şiir konuşuluyor;

"1941 Baharında.
Saat on beş.
Merdivenlerin üstü Güneş
yorgunluk ve telaş.
Bir Adam
Merdivenlerde oturuyor
birşeyler düşünerek."

Memleketimden İnsan Manzaraları -1- Şiirindeki
"Garip Şeyler Düşünmekle" Meşhur olan
Galip Usta değil bu Adam.
Belli ki
kalın, uzun, kışlık Mahpushane Abası üstüne yayılmış Merdivende oturan
Şairin kendisi.

"Merdivenlerden Mahkümlar çıkıyordu
şakalaşıp
gülüşerek.
Üç Erkek
bir Kadın
ve dört Jandarma.
Erkekler Kelepçeli,
Kadın Kelepçesiz,
Jandarmalar Süngülü.
Merdivenler üstünde bir Kayısı Gülü,
bir Cigara Paketi, bir Gazete Kaadı."


Bir Mahküm Başını kaldırıp Heykele baktı;
"Mahkümlar durakladı.
Jandarma Hasan
tokalaştı Ahmet Onbaşıyla,
Jandarma Haydar
aldı Yerden boş Paketi
soktu Cebine"


Dur hele Kara Zurna,
sen yine hepten sapıttın!
O Günün Ana Garını
bugünün "İstanbul Kültür ve Sanayi Fuarı" yaptın
yinede birşey demedik;
"- Mahkümlardan Biri Şairin kendisidir." dedin,
haydi onuda yedik!
Diyelim ki
Merdivenlerde durup Heykele bakan Mahküm Şairin kendisi.
Ya bu Tunç Heykel de neyin-nesi?
Ayrıca;
1941 Yılı nerde, Bugün nere,
aradan üç Çeyrek Yüzyıl geçmiş bre!
Bu Mahkümlardan Biri
nerden bilebilirdi ki
Günün birinde
bu Merdivenlere
Heykelinin dikileceğini?
Sen karıştırmışsın herşeyi.

Valla,
75 Yıl nedirki Usta?
Bakarsın üç Çeyrek Yüzyıl sonra
-tahminen 2100 Yılı ortalarında-
Martı olarak tekrar gelirsem Dünyaya,
konarsam kıvırcık Saçlarına bu Sorumluluğun,
uçmadan gergin Kanat açar,
çırpınmadan sıçrar,
kayarsam Omuzuna,
fısıldarsamm Martıca Kulağına
75 Yıl önce yazdığı Şiiri,
-75 Yılda gelmişse Ustam buraya kadar-
demekki daha bir 75 Yılı var
Heykelinin dikileceği.

Bence Şair
İleriyi görebildiği sürece Şairdir!
İnsan olduğu için ölür,
Yıllar sonra gelir aynı Merdivenlere
Dikilecek Heykelini görür!

İkinci Şiir;
HOŞÇAKAL KARDEŞİM DENİZ

Eskişehir Lisesi Emekli Edebiyat Öğretmeni
Muharrem Kadir Bey
Heykelin ardında ayakta durmuş,
Heykel oturmuş
-uzun Boyuna rağmen Heykel ile aynı Boyda-
Gözlüksüz Miyop Gözleriyle,
Boynunu yana kırarak,
Burnunu Metne yaklaştırıp ters olarak
Mermer Sandık üstünde duran,
Mermer Sayfadaki,
Mermer Harflere gömülü,
Mermer Şiiri
okumaya devam etti;

"İşte geldik gidiyoruz, ()
hoşçakal Kardeşim Deniz,
biraz Çakılından aldık,
birazda masmavi Suyundan,
sonsuzluğundan da biraz."


Emekli Muallim Muharrem Kadir
şimdi Merdivenleri,
tek-tek inerek geri,
Dalgalı Sayfadaki Şiiri,
Gözlüğünü takmış,
Metinden uzaklaşmış
bir şekilde
düz olarak;
"Işığından birazcık"
Bir Merdiven indi;
"birazcıkta kederinden,
birşeyler anlattın bize
Denizliğin kaderinden"
Bir Merdiven daha;
"biraz daha umutluyuz,
biraz daha Adam olduk,
işte geldik gidiyoruz,
hoşçakal Kardeşim Deniz."
Dalgalı Sayfanın sonu;
"17. Eylül.1958"

Muharrem Kadir,
aynı zamannda Şair
-kendini oldum olası öyle bilir-
"- Acaba Nazım bu Şiiri..."
Haydarpaşa Garı Otel Olacağı içinmi,
-Sanatçılrın geniştir Hayali-
1958 Yılında, Yurt Dışında, Pitsuna’da yazdı?"
diye düşündü.
Buna Martılar bile güldü.
"- Bende gidebilmek için Yurtdışına
acaba
Diktatörmü demeliydim İsmet Paşa’ya,
Hapsemi girmeliydim?" dedi,
Köy Enüstitülerini başından beri sevmezdi,
hele oradan gelenleri,
sonra çok Parti,
nihayet Demokrasi.

Biri;
"- Haydi Bey, ileri!
Tireni kaçıracağız!" diye onu öne iti.
Emekli Muallim Muharrem Kadir Efendi
çekildi yana
ama
Mermer Merdivende oturan,
Tunçtan Nazım’a bakan
kısılmış Gözlüksüz Miyop Gözleri;
"- Ben çoktan kaçırdım o Tireni!"
dedi.

Tek Arzusu Paris’e gitmekti;
"- Herkes gitti,
bir ben,
neden?"
Sebebini bilmeden
birgün Sınıfta
Öğrencilerin önünde Gözyaşlarını tutamadı
ve
hüngür-hüngür ağladı.

Zengin bir Aileye iç Güveydi
Emekli Muallim Muharrem Kadir Bey
-İç Pilav gibi bir Şey-
Zeytinyağlı, Kuş Üzümlü, Çam Fıstıklı, Dolma Baharatlı-
Çözdü İşaret Parmağının Kancasıyla, gevşetti Gravatı;
"- Medeniyet Yuları!" derdi
yinede giyerdi
Beyaz Gömleğinin Kolalı Yakasını kollayan
Sedef, mini, dört Delikli Düğmeyi çözdü,
sonra Cepkeninin üst Cebindeki beyaz Mendili çekti-çıkardı,
Gözyaşlarını sildi,
Mendil Öğrencilerden utandı.

Çok Şiir yazdı.
Hatta kendi Parasıyla bir Kitap bile çıkardı;
"- Nazım’ı taklit etti!" denir.
Başarısızlığına hep onu sebep gösterir;
"- Ne yapmak istediysem onu yazmış,
bana birşey kalmamış!" der,
Hayat Hikayesini, Şiirlerini ezbere bilir;
Hem kızar, hem beğenir,
hem sever, hemde tenkit eder;
"- Ne yazmışsa benden almış, Birader!"

Eli değmez Kaleme
Nazım’ın Şiiri;
"Kendine Özel bir Gevelemedir."
ona göre;
"- Niçin taklit edeyim,
kendimi tekrarlamak için mi?"
Bitirmeden bozar Şiiri,
hatta başlamaz bile.
Ulaşamadığı Ciğere;
"- Mundar!" diyen Kedi gibi
bilir,
yazacağı Şiir
Ustanın Eseridir.

B İ R İ N C İ B Ö L Ü M Ü N S O N U

(
) Nazım Hikmet - Memleketimden İnsan Manzaraları 1 -
(
) Nazım Hikmet -Hasretin Adı- Ammann Yayınları - Almanya - Sayfa 244-

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Haydarpaşagar oteli (9) Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Haydarpaşagar oteli (9) şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HAYDARPAŞAGAR OTELİ (9) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL