8
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
2892
Okunma

aynı garlardan havalanan trenler
hep farklı yerlere döktüler vagonları
bu bir kuş duyurusudur
kanatlanmış bütün insanlar
ayrı istikamettedir
...
kentin arka balkonuna sarkan yağmurdu ıslak hüzün
ve dağınık gürültülerle uyandı yalnızlık
çingeneler
alınlarında kelebek mezarları
kirlenmiş mutluluklar topladılar
dört tarafı betonla çevrili anılar
tavan arasına kaldırılmış çocuklukları
ve mahsendeki yıllanmış düşleri sakladılar
valizinden acı taşan bir kadındır kimliksizlik
cebinde taşıdığı kapısı açık mektuplara
tanrı şahittir
ve aşk yarıya indirildi
radyoda frekansı intihar şarkılar çalarken
soykırım şiirler yazıldı
altı üstü kör kütük sarhoştu özlemler
sonra
sinema önünde üşüyen
boyacı çocuğa kaldı eflatun düşler
bütünüyle bir cumartesi hiçliğiydi vakit
ve rehinci dükkanında unutulmuştu
birgün mutlaka diye bırakılan
ardı gece laciverti bir sus filmiydi
çingeneler alınlarında kelebek mezarları
derme çatma ülkelerine gittiler
...
uykudaydı şarapnele yuvarlanmış kısa öyküler