2
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
630
Okunma
serin ormanlar
kahverengi yığınlar ve gürültüleri
kalkarken oyalandığın hafiflik değil
yuvarlanıp içimden içine
umarsız sızlanan ağız
mırıltılarını uzatarak kayıtsız kalıyor
dönen güne neşe gülleri salkım
aşağı inen evrilen
hızlıca sönen göz kırpmalarının yanında
beliren kardeş ruhların pervanesi
hangisi teninden tenime değen su
hissi kırlangıçların ilk hali
varlığı ürperti renginde manasızlaşıyor
ve yürüyor kırlar ayaklarına değdikçe
incinmesin istiyor beyaz çiçekler
sarhoşluk dolunayla yüz yüze
sarmaş dolaş bir dans üzümlerin bir birine söylediği
tatlı sararmalar halkalanıyor dudaklarımızda
olgunlaşıyor iki sevgili
bende değil sende
kendi içinde sevginin
abartılar sunuyormuş gibi söylenmesi
bu heyecan yakışıyor mu hiç bedenine
dağlardan dağlara uçabilmenin deliliği bu
rüya bu
uyanır uyanmaz özlediğin.