1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1432
Okunma

Sarıldığım kadar düş’tü içimdekiler
sarıldıkça düştü yüreğimden
Oyun özlemi kadar çocuktum
oynananlar kadar büyüdüm
kuralsız oynamaya alıştığım kadar
oysa büyüyen yalnızca bedenimdi
İnsanları tanıdığım kadar küçüldü insanlığım
ağzı kalabalık içi tenha kaldım
ve ben doldurmaya çalıştıkça eksildi sol yanım
Ertelenen sevinçler kayıplarda
damla damla umut sızıyor yüreğimden
Oysa arda bırakılmayan her acı bir dağ ardımda
Terkedilemeyen...
şimdi...
sonsuz bir solukta duruyor sulietimde
şu tebessüm denen sancılı yüz ifadesi
iyilik abidesi
şeytan amedesi
bin yüze sahip yüz’süz insan(cık)lar
yanıbaşımda hepsi
yaktıkları yüreğin iyi bekçileri
Öyle ki daha beni pişman ediyor
onların pişman olması gereken eksik şerefleri
Gece kadarım şimdi
Ayın geceye görünmeyen yeri kadar
Görünen kadar yalan feri
Yalancı bir ışık hüzmesi gibi yaşamak
Üzeri örtülü sahte cennet
ardı cehennem
görüneni kanılası kadar güzel içim
Fırtınalarla boğuşuyorken ben
umut umut üstünde kalmamışken içimde
Dağ esintisi sanıyor herkes
serin ve sakin...
İnsanlar kadar gerçeğim şimdi
gerçeği kaybettiğim kadarı yaşamanın
soluksuz yalnızım
soluk kesecek kadar büyük yalnızlığım...
5.0
100% (4)