0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
948
Okunma
çeşmenin başı
hayır orada değilim
biraz ileride yüzü kurumuş telaşlı toprak
su sesi değil
kuyusundayım laciverdin
bize dönüştüler
şekiller artık anlatmıyor
anlamıyorum hiç bir şey
sürekli içini tekrarlayan ağır basamaklı telaffuz
bir sis mi hayır bilmem
gözleri açılınca yalın ayak yol üzerinde
ilk insan çağrışımı
aşk iki yüzlü ve sıcak
pes titreşimler devam ediyor
yarın uzun bir geçmişten geldim diyecek
sana benzeyen ağaç ağacın ara belası
tüm keskin ışıkların yanarak tam olduğu
bir son söz söylemeni istiyorum
hafızamı kurcalayıp dönmeliyim
lakin çabuk unutuyorum kalabalık sesler ne
nedir bu akışkan zaman zinciri
ellerime değdikçe üşüdüğüm
ağlasam
niye ağlıyorsun diyecekler
bu sonsuz saçmalığın efendisi değil miyim
alaka tur bindirince hissedecekler.