14
Yorum
41
Beğeni
0,0
Puan
3418
Okunma


beni kandır illegal bir dokunuşla
...
öylesine yazısız bak
gördüklerine harfler taşımalıyım
her hüzünle ağlayışını duyur bana
sular gözlerinde kundaklasın acıyı
mesela bahar giyin zemheri kentinde
üşümüş kuşların annesi ol
eskimiştir mutlaka mutluluk
doğamamıştır yediveren
saçlarında ki yamalı çocukları tara
gel sabahları uyandır
gel kederleri uyut
sahipsizliğin darbe yaptığı yanaklarıma
bağımsız dudaklarınla bir devrim dokundur
sahi ne kadar sararır ağaçların elleri
göçerken turnalar ince uzun kalabalıkla
usulca düşerler toprağa
bir ömür gibi
bir aşk gibi
bir yağmur gibi
ve hüznün adı hep eylül kalır
pencereden dramatik hayaller bak o zaman
camın uzak sesine şarkılar çizmeliyim
içinden gemiler geçer güvertesi İstanbul
ve bir paltoya saklanır iki yalnızlık
ve bayram kartları ölür çekmece de
ve doğal felakettir ayrılığın tasviri
sonra sensizlik olur sessizliğin adı
ah!
lal bardakta demli susmayla içerim çayı
tütünde gri dumandan sayfalar
dağınık yokluğunla yazarım şiirleri
düşük cümleli özlerim
imla hatalarıyla doğaçlarken kokunu
virgülsüz, noktasız
biriktiririm sen adına bütün anlamsızlığı
say ki sen adlı bir filmin figüranıyım
üstüm başım fukara sevdan
sen yine mavi bir şarkı söyle
içinde deniz atları
göğün yolundan giden çelik yığını olsun
aşka sadece ömrün geri kalan kısmı kaldı
boşver hesaplanmış duygular kendinde kalsın
paramparça bir umutla kavgamda sev beni
...
ne kutsaldır soluğun her alınışında
hep aynı kişiyi özlemek..