22
Yorum
36
Beğeni
5,0
Puan
4250
Okunma

...gönlünü, ömrüne serenlere.. sevdasını ’ömrünün hediyesi’ bilenlere...
...
Sevginle sarmaladım bütün duygularımı
Gidemem,korkuyorum geri gelemem diye
Bu korkuyla kaç defa böldüm uykularımı
Unutamam, sensiz bir daha gülemem diye!...
Kiminin kaderine yumak yumak tebessüm
Kimininse bitmeyen acı bir hüsran düşer..
Kiminin hayatına vuslat dolu dört mevsim
Kimininse gönlüne bir ömür hicran düşer!...
...
Hep, ya bir gün olur da
bırakıp gidersin korkusuyla
sevmiştim seni.
İşte bu yüzden,
sımsıkı tutmak istemiştim ellerini...
...
Bu hicranın ateşini..
yıllar evvel, ellerinle sen yaktın...
o kadar kırgınım ki sana, bilemezsin...
bak yine; seni bensiz, beni sensiz bıraktın!...
-...’ Vuslat, hangi vedanın dudağında saklıdır ?’...-
.....................................................aslında giden hep sensin...
Gidiyorum, yüreğim sende kalsın olur mu ?
Emanetime sahip çık, iyi bak sevdiğim!
Bir gün gözlerim yine, gözlerini bulur mu ?
Her akşam ufuklara, ben gibi bak sevdiğim!...
Kim bilir hangi bahar, saklanıyor kalbinde ?
Kim bilir hangi rüzgar, gölgesinde sevdanın..
Kim bilir hangi umut, karanlığın ipinde..
Kim bilir hangi vuslat, dudağında vedanın?...
Sensizliğe uyanmak, nasıl tarif edilir ?
Kalem durdu, söz sustu; gönül ürkek bir kuştu.
Bilmiyorum ki gitmek nedir, nasıl gidilir?
Senden giden yollar hep engebeli yokuştu !...
Kim bilir? Kahve gözde, emel nasıl tükenir?
Kim bilir? Kor ateşler, nasıl tüter gönülde..
Kim bilir? Can yakanlar, dille nasıl söylenir..
Kim bilir? Dikenler de nasıl büyür, bir gülde?...
Biliyorum, bu hasret fazla yaşatmaz beni..
Yaşamak; yalnız, nefes alıp vermek değil ki!
Biliyorum, sevdiğim kalbinden atmaz beni..
Sevda; diz dize olmak, yâre ermek değil ki!..
Kim bilir? Kaç uykunun, sahrasında saklısın..
Kim bilir kaç ırmağın, sahipsiz akışında!
Kim bilir? Kaç yağmurun, duasında saklısın..
Kim bilir kaç gidişin, devasız yakışında!..
Hiç olmazsa karartma, ufkumda sabahımı!...
Kaç kez mağlup ayrıldı, gönül sana seferden..
Bedenimi savurup, sende koyup ruhumu,
Gidiyorum; aslında, gidemediğim yerden!...
………………………………………………mürsel emre doğan.. hüzünlü bir İstanbul vaktinde, 21 Nisan 2015…
( Şiirlerime; lahuti ve naif sesiyle çoğu zaman ses olan kıymetli kardeşim, değerli şair dostum Mustafa DOĞAN’ a, bu benim için mana itibariyle çok mühim olan şiire ses olduğu için müteşekkirim..
hassaten şiire benim isteğimle o çok sevdiğim, rahmetli Neşet Ertaş’ın ’Yazımı kışa çevirdin’ türküsünü monte etmesi şiire ayrı bir ruh ve güzellik kattı.. varlığın ve dostluğun için sağ olasın kardeşim...)