1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1589
Okunma
SERÇELER-1
Tanrıların arabaları geçerdi kaldırımlardan
Çamur dolardı yollara
Metruk bir ıslaklık sokakları kovalardı
Dakikalar gibi saatlerine sadık otobüsler
İçten nemli kapalı perdeli pencereler….
Aşağıda tam da şurada sular
Usulca ay diz çökmüş
Akıyor şehirler kan renginde gök
Köpükler düşüyor nemliyken meşelere
KIRMIZI oluveriyor nedense her şey…
Hoze’nin gözleri k/ovalarken bulutları
Erkenci kuşlara kalıyor yarım kalan şarkılar
Kalbi kanatan devrik satırlar bir keman sesine bulanıyor
Ankara’da günbatımı kuğulara kalıyor
İki simitçinin tezgahı tekmelenirken…
Fırıncıların hep sıcaktır gözleri
Dışarıda yaşam telaşı
İki güvercin
Bacalarda ter kokusu
Bir susamın etrafında dolanıyor iki serçe….(hem de en üç n/oktalısından…)
“kafir gibi görünen tüm düşüncelerini aziz kılmak için sabah ezanından evvel güzelim kumruları besleyen kır saçlı şarapçı Rüstem ve ey namazına sadık Müzeyyen ne güzel duruyor yağlı tenekelere kök salmış güneşe selam veren begonyaların…"(tamam sustum işte dediğiniz gibi…)
Bugün ben üşümüşüm
Az karanlık hafızam
Aklımı tek çimlendirendi
Dışarıda zaman hırkamda ıstıraplı düşünceler
Ne kadarda yakışıyormuş ekmek kokusu bu havalara...
5.0
100% (6)