9
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
3982
Okunma

üstü başı yoklanmış kaçağım
bahsettiğim
tüm intihar girişimi ayaklanmalar
tek celsede idama mahkum şimdi
susturulmuş bütün çocuksu yanımı
çığlığı yırtık bir sabahta uyandırın
...
anlarsan
bir tek sen anlarsın beni
geceyi toplayıp
çıplak bıraktığında göğün karnını
aşık oldum
gözlerinin amin kapanışına
tek kullanımlık
kağıttan düşlerin havarisi olmuştu saçlarının isi
ben uzun bir yolculuğu koyup rüzgarın izine
sana olan düşkünlüğümün damarından kanatmıştım umudu
bir tek sen anlarsın beni
ayıp dediğim
yasal olmayan sevişmeler boy attı tenimde
uçurum , uçurum tadına vardığım terine
gezgin şahidi hayatlarla bastım yaramı
hep aynı yerde karşılaştım
her aynı zamanda uyudum sana
öyle bir sonrasın
öyle bir önce
sığ aklıma
bir tek sen anlarsın dedim
bir tek sen yanarsın bana
baktığım yerin
uzak ihtimaller çizen kalemi gibi ruhun
şeritler çözen cam buğusunda harfler büyüten
baktığım durgunluğun
karmaşası en çığ düşüren acıların
korkma
acıt benimde anı kırıntısı susmalarımı
sen ol
sen öldür karınca yiyen ağır hıçkırık hayatımı
bir tek sen anlarsın beni
yan yana uyuyan dizelerde tütün açar özlemin
boynuma doladığım urgan benzetmesi yalnızlık
senin kalabalık sevdanda karışır seyyah dirilmeye
bir tek sen yanarsın bana
toprağı avucumun içinde boğduğum vakit
saçlarımı güneşle tarıyan olursun
olursun
ahir masallarıma yitirilmemiş sonsuzluk
ve her pencereyi açıp içeri aldığın gece kuşlarına
aşkın gökkuşağı elbiselerini giydirirsin
sonunda iliklerime kadar sığar kokun
göz kapaklarıma oturan uykusuz tramvay geceleri
tek tek mum ışığının duvar resitalinde sen olur
bakarsın rüyadır hissettiğim
hissettiğim hatıranın
coğrafyasında konaklar göçer gülüşlerin
bir tek sen anlarsın işte
bir tek sen yanarsın
ömrüme dökülen
ölümle yaşam arası sır halime
...
bir başka sağanak gelir mi
yağmurun bile unuttuğu bu kentin gözlerine...