beyaz ve güneyliydi o tatlı his
eski rüzgarların neşesiyle gülümseyen
bir yağmurun aniden dindiği
yüzünde derinleştikçe kaybolduğum
camlara sinen dalgınlığım

aklım getirirdi
karmaşalarını ayıklayıp bulabildiğim en ince
en ince ayrıntısına şefkat ekleyen
sarı otların dalga dalga şarkılar söylediği
ve ayak uçlarında biten
başımda olgunlaşan saadetin

onca şeyden arınıp
küçük bir sarkacın damlasıyla avunuyorum
genişledikçe kuşların kanatları
onu bekleyenlerin bildiği
gök armonisinde bir heyecan beliriyor

şimdi o ağaçlarla fısıldaşıyoruz
bizim anladığımızdan daha erişkin
yaprak ağzıyla şarkılar okuyan
suların ve eğimlerin rüyası
uzanırken dallardan boşluğa
kokuların arasında beliren dudaklarına varıyorum

ah bu kalp ağrısı
ve dönülmez vakitlerin büyük tanrısı
sevgimizin açılmasına izin ver
kavuştukça anısına bir çiçeğin
yücelsin dalgınlığım içinde.