3
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1121
Okunma
’ yazmak bir şehir büyütmektir
yazmak sana bağlamaktır mutlu sonları
ve sana bağışlamak bütün kuşları ’
istanbul’a uzanan o heybetli uyanışın şaşaalarını duyuyorum sevgilim !
meğer ben masivanın acem diyarından geliyorum
hani ziyaretin orta yerinde ölmüşçesine
etin kemiğe bürünüşü halleri say bunu
çok içten ve görkemli bir varsağı hatta
hani tozuna toprağına belenmek yolların
özlediğim o gerçeğin bir içimlik sarhoşluğu ile
ihtişamın içinde başkalaşan bir eriyik oluyor gözlerin
hani kentlerin tarihine dayanarak belki de
görmekle duyumsanmayacağı kanaatiyle
milyon kez uyanıyorum düşümden
zemheride güneşi sevmenin heyecanıyla tutuşuyorum
adımla sınanıyorum
aşk
sız
ım !
insan arınmak adına gömülüyor yalnızlığa
içime sustuğum hüzünler boşalıyor
bulutsuyorum
birden bire olmuyor kopuşu damlanın
hakikatin içinde rızkını arayan göçmen misali
bağrımda goncalanıyor ağ gül
yaşamak oooy!
göğün kanatları altında dilenmektir tutuklu bir dil ile
ağlayabilirsek ardından
çok sebep var iklimlerin
ulu orta koma beni sevgilim !
ateşin okşadığı can yanığı ile
tutup çıkarırken serinliği gün yüzüne
estikçe güzelleşen bir rüzgarda bulmalıyım gözlerini
ah fikrimde sallanan s’ilah
sensiz ölemiyorum
açılmıyor aşkın kapısı
dokun son nefesime
gel içelim hiçliğin şarabını
sen aşka bir defa inan
ben ebedi tapacağım göğsümün imbiğine
03.02.2015 / İSTANBUL