2
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
1199
Okunma
’ kimsenin görmediği bir yerde ağlamak ne kadar erdemse
çayı ocakta unutmakta o kadar ahlakidir
zira her ölümlü yaşamaya biat ederek pişiyor harda ’
ah n’idem
yaram azdı
güldür güldür geliyor sular derelerden
zayi oluyor aşk
ahtım bahtımı terk ediyor
adı aldanmaca
kızma
başkaca açılmıyor bu kapılar
kökü kimsesizlikse tutunduğun bir dalın
hayli zor oluyor uzanmak yaşamaya
susturulmuş dudakların buruk vedalarında
hıçkırığa karışıyor sevinmenin iç yüzü
arzusu büyümek olanın özgürlük olunca diğer adı
ateşi sevenler ülkesinde
d’evler kibrit kutusuna saklanıyor
kadınlar hep ağlamaklı
ardından uzayan bir suskunluk
baktıkça derinleşen çizgilerde
aşkın d’okunuşu var
sızımıza şeker
yaramıza şerbet
can çeker
ten bıkar
ateşse daima yakar
ama sen utan
müslüman ülkesinde garip kalmışçasına
öz yurdunda unutulmuşçasına utan
utan ki kızarmalı çehrende solan o güller
çünkü sen olmalısın kopan dalından
yaprağa yaren
bağışla olup biten ne varsa
iyi huylu engereğin insafına sığın
küsmeyi de unut gitsin
tırnağınla kazdığın toprağın buna ihtiyacı var
suyun asaletinde dirilmeli ya soluğumuz
ıslanmak en güzeli aynı saçak altında
unut gitsin