10
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
2341
Okunma

Acı ne çoktur bazen
bazen umutsuzluk
camın kırığından sızan su denli gerçek
Aşkın sen hali gibi yitik
aşkın ten hali gibi sancılı
kristalize kalıntılar gibi parlak
İllegal sevmeler arasında bitap
bıçağın keskin ucundayken dirayetli
asil suskunluklar bırakabilmek sevdaüstü tutkuyla
Kaçıp sığınılan kuytular
Ve yırtılmış resimlerin yitik parçaları gibi bir boşluk
esrikliğini savurmuşluk
öylesine işte
Az çalkantı
sarhoşluk biraz da
eksik kalan çıplaklığımızın soyutluğuyla yüzleşirken
yol yol cümleler
kelimeler kırık dökük
anlam perişan
imgeler kayıp
Kilometrelerce sözcüğü sessizliğe göme göme yürümek
varmak kıyısına o yerlerin
Kendinden uzak düşen her kent
kırılan bütün dallar
mavisi saklı gök
gitmek sessiz ve sözsüz
ağır aksak
sahtekar aynaların sırıtkanlığı
gitmek kendi yüzünün aydınlığından bile
dip bir suskuya bürünmek
anlayacak olana
Geceyi yırtan çığlığa ağdalı korkular giydirmek
sanrılar arası terli nöbetler gölgesinde
kuyu diplerini
soğuğu ve ıssızlığı ezberlemek
Ciğerlerdeki yangınla sevişken
sevilmeyi özlemek gibi sevmek
göğe erguvan kokulu düşler uçurmak gibi
bilebilmek sevmeyi
Çünkü bir cümle uzunluğu bile etmez ömürler
okunmamış onbinlerce kitap kalacak kadar
.....
küçücük bir kaygı gibi beklemek ölümü
.....