1
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
1008
Okunma
bir yaz günüydü
içimde kokusu kalıyordu rüyaların
bu hüzün dolu günlerin başlangıcını sordum
iki kişi öpüşüyordu
hiç kaçırmadım gözlerimi gözlerinden
sonra tanıdım o günü kendime gülüp
siyah beyaz kanatlı bir perdede
utanarak kırmızıya boyuyordum dünyayı
tam olarak anlatamam belki
yavaş ve kalabalık yüzler
belki bir ağaç çocuk gibi bakıyordum
bahçelerden sarkan çiçeklere
kim bilir neler söylüyordum kendime
ama hiç bir harfin yaşamadığı
his kırıntılarının büyük hafızası
gecelerin koyu maviliğinde kayboluyordu
ondan mıdır başımı kaldırıp yalvarışım
bilmiyorum
karşıda yanan o aydınlığın içinde
saçları uzun kirpikleri siyah rimelli kadınlar
ve adamlar yakalarında gülle dans ederken
koşup kırlarda kelebek kovalayan
üzülmesin diye kimse
yalanlar söylüyordum kendime
gelmeyecekti galiba
tabelalar ve bir sürü insanla ağırlaşan bu uğultu
karanlığa kaçıp
mutsuz olduğumu unutabilir miydim
bilmiyorum.