4
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
5106
Okunma

Günlerce, gecelerce bekledim seni
Ne gündüzün aydınlığı,
ne gecenin karanlığı yok edemedi
giderken gözlerimde bıraktığın seni…
Gittin ya…
Önce kalemime küstüm, sonra sesime…
Bende sevdiğin ne varsa birer birer koydum bir kenara
Derlerdi de inanmazdım
“Hasrete düşünce penceresiz kalırmış odalar”
Ve ne zaman baksan,
seni değil de “Bir cenazeyi gösterirmiş aynalar”
Birer birer solarmış yüreğinin çiçekleri
Kalbin yanarken, ruhun üşürmüş
Kim sorsa “Neyin var?” diye
Sesin düğümlenirmiş boğazında ve “Hiç” deyip
Bükermişsin o hiç bükülmeyecek sandığın boynunu
Kocaman dağlar yıkılırmış içinde
Yıkılırmış da bir sen duyarmışsın sesini
Yani “Hasret” denilen “O kördüğüm” kesermiş insanın nefesini
Bir can taşırken, bin can verirmişsin
Verirmişsin de her ölümün yeni bir hasrete doğururmuş seni
Ve üstünden çıkaramazmışsın hayat denilen elbiseni
Hele bir de
Dönmeyeceğini bile bile, öldüremiyorsan döneceğine dair inancını
Yaşadığın her gün daha çok büyütüyormuş acını
Yani sen, günüme geceler, geceme zifirler bırakanım
Üstüme ateşten gömlek giydirip, çıkarmamı yasaklayanım
Yakanım, yıkanım
Aşk diye gelenim
Öl diye gidenim
Ölmediğimi sanma, çoktan verdim ben canımı da
Çıkmıyor son nefesim, sen olmayınca…
İHSAN TURHAN_3 Aralık 2014