8
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
1868
Okunma
kırk gün kırk gece bekledim gelirsin diye gün gibi
yusuf kuyularına tutunup
bedir kuyularına sığındım
kıracaksan şimdi kır kilidini
aylardan aralık olduğunu unut;
..........ki
birden bizi dirilsin yokluk
birden bire bizi yankısın ay
yürek mülküne kırılsın nar
yüzüme kelimeler topluyorum
kırdığım aynalardan
her söz ufka bağlandığı için
güvercinleri çağırıp
kanatlarına kuruyorum otağımı
Marmaranın koylarında
koynuma alıyorum güneşi
bir Anne öbür yarısını arar gibi
Alâim-i sema’nın kıpkızıl akşamlarında
bakışlarını arıyorum
sebepmi; son şiirım için
bulutlar kıpkızıl hüzün yumağı
bir dilim ekmeğe katık oluyor bir damla su
bana canân gibi canıma derman gibi
heceliyorum adını
iki dünya arasında geziyor serzenişim ferman gibi
sıla o kadar ırak, öyle yorgun, öyle çaresizim ki
saat hep çölü dönüyor
hasret gemilerini yüzdürüyorum gözlerinin kıyısında
elimde bir parça gökyüzü
senden giden yollara can çıkartıyorum
elimden tut götür beni uzadıkça uzadı hasret
tebessüm ettiğin zamanı aynada gördükçe
intihar pencerelerini aralıyor çölü doğrulayan hecinler
şehreyle ki bölündüğü zaman güzergâhım
ötelerde susmak istiyorum
....sultanım bugünler için
...dâra çekildim yusuf gibi
..sen içre sözlerim mısraları dolaşıyor bir, bir
.ki her ölümlünün terkesine kurulur yâr gibi fizan