7
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
2466
Okunma

YÜREĞİN ÇOCUKLUĞUM GİBİ HASAN ABİM..EYVALLAH SESİNE..
...
sonra balkonun sarmaşıkları sarardı
sokakların iliklerine sızmış rüzgar
duvarların çıplak pütürlerine astı kasımı
en fazla düşler ıslandı hayalsiz aşklarda
susan limanın uykusunda ağır rakı kokusu
küllerin grilerine kapandı ışıklar
kapıların ardına sığındı yorgun gün
geriye, bir masanın üzerinde bırakılmış
paragraf başı acı umutlar kaldı
sonra yastığın üzerine dağılmış saçların
geceye sığınmış şaire, hasret oluşu başladı
bir bardak suyun yudumlarıyla özlenen sevgili
pencerenin buğusuna yaslayıp suretini
kalemin ucuna kurşuni aşkın tutkularını akıttı
dışarıda zehir zemberek yitirmeler
içeride meczup şiirlerin terle yazılışı vardı
perdenin rengine kentler çizmiş rutubet
animasyon gölgelere nemli bir masaldı
şair üşüdüğü her anın irkilişiyle seviyordu kadını
kadının gözlerinde İstanbul sağanakları
gece renkli elbisesinde bu kentin ağustos böcekleri
parça tesirli yalnızlıklar patladıkça mısralarda
etrafa saçılıyordu tövbelerin ardından devam eden sevmeler
sonra uykusu ağır kentin kaldırımları terk edildi
kimsenin kimseye selam vermediği bir vaktin ağrısı başladı
puslu havanın seramonisi denizin lacivert dalgalarına karıştı
unutulmuş bütün yanlarıyla yaralı bir hazan yenilişiydi zaman
üstü örtülmüş yalanların yanında çıplak kalmıştı doğrular
yinede karalamaya devam etti şair
yüreğinin sularında bir deniz kızı
çayın bayat tadına bulandıkça sevdi o kadını
kent hikayesi kendi içinde anlatıldıkça umursanmadı
vapurlar,trenler,otomobiller düştü vedalardan
yinede yitik düşlerin berduşu bu kent
gönderilmemiş mektupların arasına kaldırıldı
...