6
Yorum
15
Beğeni
4,9
Puan
1791
Okunma

Bildiğim bu şehre yabancı gülüşlerim
Düşen yapraklar geçen sonbahardan kalma
Günahkâr bedenlerin asfaltında
Gelincikler yaprak döküyor
Bulutlar inatla güneşi sarmalıyor
Güne bakanlar küskün bükmüş boyunlarını
Menevişler zehir saçıyor aşk diyen dillere
Güller sevdaların değil mezarların süsü
Kefen giydirilirken masumiyete
Darağacında yağlanıyor urgan
Katletmek için papatyaları
Avaz avaz kaçıyor serçeler
Sevmeyi unutmuş bilindik bu şehirden
Kül yağıyor çatılara
Rüzgâr savurup gidiyor
Ankalar doğamasın küllerinden diye
Bir dilenci ağlıyor köşe başında
Avcuna sıkıştırılmış kanayan yüreğe bakarak
Ve ben hıçkırıklarımı gömüyorum
Seninle var olduğum bana yabancu bu şehre
Gülüşlerimi kurban ediyorum
Umutsuzca beklediğim yoluna
Bir depramle uyanıyor ruhum
Seninle derin kabuslara sürüklenen
Derin bir soluk alıyorum kömür isinde boğulan
Bana yabancı bu şehirde
Ve yürüyorum
Seni
Yalanlarını
Vefasızlığını
İhanetini
Ardımda bırakarak
Gidiyorum bana yabancı bu bilindik şehirden ….
5.0
92% (12)
4.0
8% (1)