8
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
2103
Okunma

ŞİİRE SESİNİ GİYDİREN CAN ABİM HKARAŞAHİN’E YÜREĞİMİN ÜLKESİNDEN EYVALLAH
...
kırık kente ...
suların içinde gördüğümdün
parıl ay ışığı düşmüş çakıl
ve sonbahar şehidi kuru bir yaprak
sevdaya dalmış zühre gibi anımsardım
eşkıya çıkmış dağlara feryat kopardığım
mayıs çiçekleri içinde saklı gecede
ah gidişi kapılara belenmiş yıldız
koparıp yüreğimden ateş közünü
dalgın nehirlerin göğsüne atışındı ayakların
ayakların uzağa sıla
olduğum kente gurbet ölüsüydü
gelmediğin türkülere sataşırdım
ozanlığa karışmış derviş acısı saklar
sefil bir bekleyişin duvarına çarpar susardım
aklı zehir zemberek deli bir adam oldum sonunda
rüzgar ninnileyip
seni uyuttum çocukların yüzünde
hani düşler sarmaladığım gözlerin vardı
denize benzer büyükçe bir Araf’tı
güneye düşen kıyısından yağardı yağmur
avuçlarım Afrika, toplardım onları
hani yanağımın çukuruna düşen ellerin vardı
parmaklarının ucunda kış beyazı
ve düşerdik dil yarasına bir dövüşe
ana avrat söverdik bizi,seni,beni
sonra barışırdık
sevişmeye aşk kala bir köhne gece limanında
sevebildiğim kadar ağustos akşamları sevdim seni
düşlediğim kadar eylül oldun
anladığım kadar kasım bilendim yokluğuna
hissettiğim kadar beşinci mevsim dedim
dedim sana
sevmeyi senle öğrendim
şimdi ibadet ediyorum saçlarının dergahında
annemi gülümseten yanaklarından
elma şekerleri topluyorum çocuklara
düşe kalka seviyorum seni
güvercin notları biriktirdiğim bu kentte
kokundan kalan rüzgarı öpüyorum usulca
pencereme dayanmış suretine kıyamet dışarısı
ben içeride
koynuma doldurduğum şımarıklığınla seviyorum seni
artık kestane közüne ramak kala
yarası kabuksuz sevdana yanıyorum
bilirsin devrim telaşı bir adamım
en yürekli sevdayla
seni sevmeye devam ediyorum...