1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1765
Okunma
sokak lambaları sarı
boyları uzun, altında hikaye anlatıcıları
beyaz kızlar pencerelerde
kuşlar bütün pencerelerde
sekiz kızı kambur sabri’nin
sekizi de birbirinden güzelce
ansızın gök gürlüyor
yeni bir ıslaklığı giyiniyoruz üzerimize
ankara radyosunda haberler, çocuk sesleri
radyoda çocuk sesleri,
çok eskiden beri...
“denizi gölden ayıran tuzlu olmasıdır” diyor mahalle bakkalı
kızlar susuyor
“yok yok” diyor bir dilenci
“denizi gölden ayıran insandır”
tapınıyoruz insana böylece
deniz balıkçıları mavi bir teknenin cenazesinde
“bazen ölüm, bazen düğündür lodos”
“ne zaman düğündür ki” diyor mustafa
idris eski bir gemi batığından bahsediyor, ağlamaklı
ölüyor birkaçımız...
adana pavyonlarından dost tutuyor hayatta kalanlar
...
sokak lambaları kalıplı
gölgeleri karanlık, ışığında ceylan sardunyaları
mutluluk siyah beyaz resimlerde
kuşlar umudu terketiğmiz yerde
yedi bölge, dört deniz ve memur atamaları
çocukluğum biraz hızlı geçtiydi ester
ilkgençliğim sancılı...
sonrası bulanık,
sınırlar, bayraklar ve pasaport kuyrukları
sonrası aydınlık bir tahtaboşta sallanır
bunları bir bir anlatıyorum sana
bunları, bunları da...
biliyorum,
bir devrimden geriye yalnızca sokak isimleri kalır
...
beni ayakta tutan tenimin şu kırmızı rengi
seni güzel yapan bir şiir
şiirin bir durumdur ester
rüzgaların sırtında şehir şehir dolaşır
5.0
100% (5)