2
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
806
Okunma
baharların dinmeyen sesi
aşınmış bir taşın rüzgarı dinlediği
eski sayfaların yorulmuş kapısında
başaklar şimdiki zaman
yüzün ışığını kaybeden toprağın hüznü
harfsiz konuşur ufka uzayan çizgi
kim bilir yaprakların arası hangi güneş
nefesini tutan su
ve gece ağlayan bulutların sezgisi
dallar dalar
ovalar uzar
ağaç olmak mı toprağın tutturduğu yalvarış
tükenen seherleri dinlemek değil
kırgın bakışlarını izlemek
ve azabı
azalana dek
bütün küçük şeyler için var olan
sıcak aklın sevgi döngüsü
bir çiçeğin renkle alevlenmesi hayata
sevse nehirleri sırt üstü
mutsuz balıklar göğü tanısa
tutuştur aslın hayal pervanesini
terk edilmiş bir elin
zamanı eğen uyanma festivali
mavi ağız
yuvarlanan küre.