3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1826
Okunma
şiire şarkıya gömdüm yüzümü
böyle bitti, topraklaştı ömrüm.
başka kimse alıp kendine taşımadı
içimdeki naaşı
yüzümdeki hüznü...
/
benim gördüğüm bambaşka bir şeydi
elleri arkasında yürüyen adamların
dalgınlığı kilitlenirdi yollara.
illa yoldur her çözünürlüğün başlangıcı
çok az yüzlerini dökerdi çok azı açardı dalgınlığın kelepçelerini yolsuz.
çok sonra öğrendim bazı kadınların ellerini göğsünde kilitlemesinin, anlamını
yola çıkan dönmeden açmazdı kendi kelepçesini.
aynaları çatlatan güzellik mi sandın bunu
yüzün,kalbin kırıklarını aynalardan da saklamıyor mu insan ?
belki de
çok da bir şey değil
kendine yorgun
yanıltıcı bir rastlantının gölgelediği cisim
öyle ya;
o bile anlamaz söylemez onu.
herkes dışı kadar insan
içi kadar boş oldu.
şimdi herkes herkesin gecesine sızan
ağlatan komik bir film gerçekliği.
değil mi;
her nefer
ömrünün boyu kadar şiirdir.
türkülediği acısıdır
çoğu harfleri tanımadan gider ya
asıl onlar gerçek şairdir.
büyümüyor ne yapsan da,
ömrün döküğünde yalnız hüzün uzun vadeli karelenir
o kadar..
insan insanın onulmaz yarası
sonunda bunu öğrendim.
ve yarasına uzaktan bakmayı seven
oysa
en fazla
ölümdür insanın insana bıraktığı mirası...
//
bıraktım yüzümü binlerce kez okşanmış sayfalara
hadi bırakın üstüme ellerinizde terlettiğiniz kelimeleri
biliyorum içinizde ölmeyen yoktur
ismim kadar size borçluyum
hayatım kötü bir finale karanlık perde arkasın(d)a bağışlanmış...
/ yüksel batu
5.0
100% (2)