1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1999
Okunma

kör cephesinde aşkım
güneşten bir sıcak öpücüktür sana getirdiğim.
yâr usulca öp beni
kaç bin yıllık zifirdir bu
göm yüzümü kalbine
gölgemden bir gün kopsun
ömrümden çal bir türkü boyu aşk.
bıraktığın günden beridir
gülmüyor bu yüzüm
gülüşümdür senden sonra bir tabutun içine defnettiğim.
dil yarasına dönmüyor gönlümü kırdım bir yaranın acizliğinden
savaştım sen yokken isyanıma ahenk tuttu cam buğusu.
sevişgen dürtüleri hücrelerimden fırlattı acının asası
cephenin bu tarafında asılı kaldı
gözlerimden düşen zeytun-i kurusu
düştü asmada eşik önüne yüzüm
kalbimi sana getirecektim
senin düş bahçene ekecektim kurumadan üzüm.
kapının kilit tarafında kaderim
geçmez sırrım
kederim dövdü dilimi.
gözyaşlarımla tazeledim suyunu
ellerinden öğrendim
bahar tuttum elimi.
şafakları gün doğumuna çıkaran gecelerin hükmüne yenik düştüm
doğmadı hiç gün-eşim
ağladım ezanın sesiyle.
kiremitın yalnızlığı çekti ışığı
kenarını çürüterek.
ağlayamadım kanadı kalbim
selânın yaslı nefesiyle.
dağların karı eriyor nisan yağmurlarıyla
söküyor kışı dağların koynundan
nehirler alıp götürüyor zehirli bir kış masalını kovuğundan.
çıplak toprağı sarıyor sarmaşık otlar
gözlerimi boyarken yeşile, kan izini kaybediyor.
adına yaşam’akmı diyorsun
yâr
su bile yoruldu ağrılı ayrılıkları taşımaktan.
sen hâlâ dönmedin
gel
gelde söndür kederimi ocaktan.
/yüksel batu
5.0
100% (4)