8
Yorum
28
Beğeni
0,0
Puan
2051
Okunma

yalova güz
...
babamın öldüğü yaşa geldim
çocukluğumu özleyebilirim artık
...
şimdi benimde yalan söylemeye hakkım var
saklanmış korkulara karışıp kötü olabilirim
yanımdan geçen herkes bir yalnızlık bıraktı
babamın öldüğü yaşın ağırlığını kaldırabilirim
sanki kederlere borcum varmış gibi hissediyorum
bağırmak istediğim acılar ciğerlerime yapışmış
umudum olsada irili ufaklı yarına dair
bugünümü ağlamadan erteleyemiyorum
sanırım aşkı giyinmeye ihtiyacım var
sustuğum duvarların hüznüne dayanmalı bir kadın
babamın öldüğü gün tanıştığım ergenlikle
bağır çağır ezbersiz düşlerle sarılmalıyım ona
biraz suçlu yitirmeler, biraz acımış geçmişle
saçlarının ülkesine yerleşmeli dağınık kentlerim
yoksul dertlerimin sarkacı altında tutarak sağanağı
ıslak yalnızlıkların uzaklarına bakmalıyız hayatı
şimdi içime çektiğim denizin kokusuyla arınıyorum
yosun tutmuş kayalara çarpan başı bozuk sular
aklımın firarı pişmanlıkları ihbar ediyor balıkçılara
sanki bulutlar İstanbul taşıyor gibi gözlerime
birazdan martılar düşecek yola. benle karışacaklar kente
..
balıkçılar tel örgü ardında sağıyordu ağları
deniz mahkum,onlar mahkum,ben mahkum saklanıyorduk limana...
...
şiire sesiyle hayat veren volkan arkadaşa teşekkürler