23
Yorum
26
Beğeni
0,0
Puan
2657
Okunma
Yılkıda Yaşamak
ancak hayallerde vardır hep gülerek yaşamak
uçsuz bucaksız çetin yolları bir çırpıda geçmek
ulu dağları delip de vuslata ermek
yakan kavuran hârâ rağmen çölleri geçmek
çat kapı görüşmek
hemen trenden inmek
güverteden el sallamak
kameraya çokça gülümsemek
bir vurgunun tozlarını savurarak kucaklaşmak
ne güzeldir el ele yaşamak
biri vardır işte biri vardır
resmini hep iç cebimizde sakladığımız
her ağaca adını yazdığımız
ah ne yazık ki
fırtınada devrildi o ağaçlar birer birer
geriye kırık bir ok kaldı yazık
sevenler iyi bilir
sevmek
emek ister yürek ister
acıdır beladır
ama
baldan da tatlıdır tadı
şimdi servilerin uğultuları söylüyor şarkıları
bir de
yılkıya bırakılan günahlı yılları
bak bak dön de bir bak
ne güzeldir el ele yaşamak
bulutlar şaşırıp da eline düşünce fırtınanın
döner kara
düşer avuçlarımıza düşlerin beyaz kelebekleri
küskün kuşlar bile başlar dansa
kardelenler kucaklar bütün sevinçleri ilk ışıklarla
akıllara sığmayam yaşamlar birer birer çıkar masal evlerinden
gelirler uzak mı uzak topraklardan
Kırım’dan Balkanlar’dan Karakurum’dan
binlerce göz bakışıp gülümser uzak diyarlardan
yakışır insana yakışır kucaklaşmak
ne güzeldir el ele yaşamak
ıraklarda ıssız uçurumlarda korkusuz yaban kuşları
tan vaktini çekip alırlar derin uykuların elinden
alacakaranlıkta yankı bulur sesleri
kına yaktırırlar göğü saran gecenin ellerine
bundandır ki
bundandır ki
arından kahrından anca anca ağarır şafağın yüzü
çıkıp karanlığın içinden gülmek ah gülebilmek
ne güzeldir el ele yaşamak
çocuklar yüreklerine doldurmuş yaşama sevincini
çerez niyetine
renk renk geçiyorlar henüz yunmuş gökkuşağının altından
riyasız ağızlarında avuçlarına sığmayan duaları
birbirine ulaşıyor tertemiz elleri
haydi şimdi yürümek gerek yarınlara yürümek
ne güzeldir el ele yaşamak
Şükrü BEŞİKTAŞ