2
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1158
Okunma

ben oraya gittim
taşlar ve koyunlar vardı arkamızda
kime söylediysem güldü
alt tarafı denize karşı uyuyordun
bilir misiniz
bir balık uykunuzda elinizi ısırsa
denizden bilirsiniz
denizden ve dalgalardan düşen köpüklerin beyazı
neden bu çaresizliği bir çırpıda çözecek
sihirli renkleriniz yok
alt tarafı denize karşı uyuyordum
tabanlarıma değen rüzgarı işitip
rüyalarımı anlatsam size
kim bilir
ne çok
ne çok sevinirdiniz
düşündükçe bir birimizi
beyaz taşlar ve yeşil ağaçlar
sarsılmadan aynı yerde bizi tutacak
üstelik maviden uyarlanmış
yeni renklerimiz olacak açık
avuç içi kadar tekneler
kıyılara değmeden hasretini anlatabilen mecaz
üstelik ben bunun orta yerinde
toprağı sürüp var olmaktan keyif alacağım öyle mi
kanatlarıma kokular bırakan bahara
şükretmek için
bir nefes daha alabilen mutluluk
öyle uzun şarkımız olacak ki
boş ve düşüncesiz ilerleyen yeni vakitlere
tanrı istirahat etmemiz için
uzatacak göğün ucunu
uzatacak ellerimize
eğer bu mutluluk çok geldi diyorsanız
mor ve güzel bir güne merhaba demekle
yolunuzu kaybedecek değilsiniz
ama öyle gerilir ki ağzınız
oh dersiniz
dans eden figürlerin coşkusuyla
kapılıp yeni rüyaların uyandığı yerde
kim unuttu bu sessizliği
cebinizden çıkardığınız aynaya bakmakla
henüz
daha ölmedim diyemezsiniz.