8
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
2914
Okunma

sus kesiği..
uykuların içindeki resimlere benziyordun
arkama düşen duvarın soğukluğu olmasa
ellerimi sokup çıkaracaktım gözlerimden düşleri
...
ikindi üzerine benziyor gecenin pus oturmuş dalgınlığı
otomobil ışıklarından akan sisler pencereye bulut
ve sarmaşıkların arasından geçen ayın kılcan damarları
siyahla bölüştüğüm anıların resmi geçitleri
gelip geçen siren seslerine takılıp kalmış
radyoda kan aranıyor anonsu
bir yerlerde ölen,sevişen,doğan biçimsiz hayat
-gözlerime yağmurları kim giydirdi derken...
birden yürekle us arasına sıkışıyor hasret
beton yığınlarının ardı deniz biliyorum
ve resmi hüzünler yasadışı konaklıyor limanın zifirisinde
ulan
üstüm başım yırtılmış kimsesizlikten
bağırsam duyacak bir ruh bile yok
küllüğün asık suratına gömdüğüm izmaritler
ve kirli sakal bırakmış bir mevsim var işte
peronların tabelaları gelmeyeceklerin rakımını gösteriyor
caddelerde buğuya batmış camekan içinde put resimleri
kuru öksürükle başlayıp kusmaya kadar giden hasta bir gece
uzakları tütünle kim harman etti.?
her cıgara dalı farklı özlemlerle batıyor ciğerlerime
gri dağılışıyla çizdiği sevgili
atar damarıma zehir olup karışıyor
her adım atışım kaldırımda bir eski adımı uyandırıyor
paltomun içine saklanmış kadın
göğsümün ekseninde geometrik şekil ağlıyor
bu nasıl bir göz yaşı bu nasıl bir haykırış
kendimi duvarlara vura vura dövesim var
karantina altı bir şizofreniyle
bir oda,bir sokak,bir kayboluş arası geziniyorum
anılarımda bitti..!
elim ayağım Azrail
kent kutsal yalnızlığını giymiş
bende yitik düşler senfonisi
oyun bitmiştir
perde kapanır...!