Hayatında hiç oturum açmamış bir garib,
yangında ilk kurtarılacak biri,
evrimdışı zamanlarda kürdanla anakart tamir eden bir mahsun,
zenci mahallesinde solaryum dükkanı açmaya çalışan bir girişimci,
hala edisonun bulduğu elektriğin parasını ödeyen bir koyun,
yıldızlarım dediklerini teker teker hayatından kaydıran,
kıyamet gelsede kopsak bilincinde bir genç,
tüm kaşarlar eriyecekse küresel ısınmaya evet diyen biriyim.
genelde otopsisiz gömülür yazdıklarım,
dünya denen açık ceza evinde;F TİPİ bir “F”akirliğin zindan karanlığında
alemin en kalabalık yalnızıyım!
dehalığımı necipfazıldan,
3 kelimeyle dünyaları anlatmayı özdemir asaftan kaptım,
öldüm ve oldum...işte hepsi bu,
dedim ki" gökte kayan yıldızın yerde dilek tutandan ne haberi olsun"
hiç ben’liğimi kabul etmedim,hep sen oldum,yok saydım kendimi...
ne tam ulaştım istediğime,ne geride kaldım,
hep arada yaşadım,arada bi de ağladım...
yalnızlığın acı fıçısında kaktüsler yetiştirdim,kimse bilmedi
dikensiz gül değildi istediğim,batansız dikendi.
ne aza kanaat edebildim, ne çoğa kanabildim...
bilmiyorum nedir rabbimin hakkımdaki kanaat notu!!
pek arkadaş edinmem,hepsi kabir başında son bulur çünkü!
rüzgarı sevdim sadece;
çünkü o da allah gibi görünmeden hüküm sürer!
ve öleceksem muhakkak birgün,
rüzgarlı bir günde varayım son durağa..
ve sen rüzgar; "arkamdan söylenenleri savur gitsin,duymayayım"

OCAK 2008
(İÇİMDEN GELENİ YAZDIM,BİR ŞİİR TADINDAN ZİYADE İÇTENLİK VASFIYLA OKUMANIZ DİLEĞİYLE)